Anksiyete, gerçekte olmayan ancak gelecekteki olası tehditlere karşı kaygı ve korku hissedilen ruhsal bir bozukluktur.
Sıkıntılı ve gergin ruh hali, dikkat ve hafıza sorunları, ölüm korkusu, kendine veya bulunduğu ortama yabancılaşma hissi, çarpıntı, mide ağrısı anksiyetenin belirtilerindendir. Anksiyete belirtilerinin gözlemlenmesi durumunda bir uzmana başvurulması ruhsal ve fiziksel sağlığı korumada önemli bir adımdır.
Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Psikiyatri Bölümünden Uzman Psikolog Merve Sarsmaz, anksiyete hakkında bilgi verdi.
Anksiyete ya da günlük dildeki ifadesiyle kaygı; kişiye rahatsızlık verecek ve bireyin varlığını tehlikeye atacak bir durum, uyaran ya da inanç karşısında vücudun ve zihnin geliştirdiği doğal tepkiler bütünüdür.
Anksiyete, gerçekte olmayan ancak gelecekteki olası tehditlere karşı gösterilen duygusal yanıttır. Hayatın idame ettirilmesinde önemli bir role sahip olan anksiyetenin, yüksek düzeylerde olması günlük yaşamı olumsuz etkiler.
En sık görülen anksiyete bozuklukları şunlardır:
Anksiyete fizyolojik ve psikolojik belirtiler gösterebilir.
Anksiyetinin fizyolojik belirtileri
Anksiyetinin psikolojik belirtileri
Araştırmalar, genellikle çocukluk çağında ortaya çıkan anksiyete bozukluklarında hem genetik hem de çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığını gösteriyor.
Anksiyete bozukluklarının oluşumunda;
Ayrıca,
Sürekli stresli olmak, ilerleyen yaşlarda anksiyete gelişmesine yol açabilir. Bu nedenlerin yanı sıra;
Anksiyete bozukluğun tedavi edilmemesi durumunda, tedavi süreci zorlaşabilir. Bu nedenle anksiyetenin erken tanı alması ve tedavi edilmesi oldukça önemlidir.
Araştırmalar sonucunda ülkemizde her 100 kişiden 5 veya 6’sının hayatının herhangi bir zamanında anksiyete yaşadığı bildirilmektedir. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı da artar. Çalışmalar, anksiyetenin kadınlarda 2,5 kat daha fazla görüldüğünü göstermektedir.
Anksiyete, alanında yetkin bir psikiyatrist ve uzman bir psikolog eşliğinde türüne göre hem ilaç kullanımı hem de psikoterapi uygulamalarıyla tedavi edilmektedir.
Bilişsel davranışçı terapi, anksiyete ve diğer psikolojik rahatsızlıklarda bilimsel olarak etkinliği en yüksek terapi yöntemleri arasındadır.
Bilişsel davranışçı terapinin temel amacı; kişinin düşünce yapısını ve hatalarını yorumlama biçimini yeniden yapılandırarak işlevselleştirmektir. Ayrıca stresle baş etme mekanizmalarını güçlendirerek gevşeme teknikleriyle çalışmaktır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarına göre en sık görülen ruhsal bozukluklar arasında anksiyete bozuklukları bulunmaktadır. Dolaylı olarak bağışıklık sistemini de etkilemesi nedeniyle anksiyete bozuklukları, birçok fiziksel hastalığa zemin hazırlamakta ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.
En az altı aydır süren okul ya da iş performansı gibi çeşitli nedenlerle ilgili aşırı anksiyete, endişe, korku yaşanması ve bu duyguların kontrol edilmesinde güçlük çekilmesi durumunda bir uzmana başvurulmalıdır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.