Uzm. Psk. Serra Kamış, bağlanma stilleri hakkında merak edilenleri yanıtladı.
“Bağlanma” günümüzde çok popüler bir kavram olmuştur ve birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır.
Bağlanma kavramı, bebek ile bebeğe bakım veren kişi arasında, bebeğe güvenlik duygusu sağlayan güçlü bir duygusal bağ olarak tanımlanabilir. Psikolog John Bowlby bağlanmayı, bebekle bakım veren kişi arasında oluşan duygusal bir yakınlık olarak tanımlamıştır. Bağlanmanın ve bu bağlanma davranışın kişiyi beşikten mezara kadar karakterize ettiğini vurgulamıştır. Hazan ve Shaver’ın çalışmaları da çocuklukta gözlenen davranış örüntülerinin benzer dinamiklerle romantik ilişkilerde de gözlenebileceğini göstermiştir.
Ainsworth, Breher, Waters ve Wall'un “Yabancı Ortam” deneyi ile bağlanmayı sınıflandırma çalışmaları yapılmıştır. Deneyde 12-18 aylık bebekler kısa ve sistemli aralıklarla önce annelerinden ayırılır, daha sonra bir yabancı odaya girer ve onlarla yalnız bırakılır. Son olarak anneleri tekrar odaya girer ve çocukla bir araya getirilir, bu esnada çocuğun davranışları gözlenir. Erken çocukluk döneminde, çocuklar ayrılma ve yeniden birleşme durumlarına karşı duygusal tepkilerine göre farklı bağlanma stillerine göre sınıflandırılır.
Bu sınıflandırma;
Güvenli olarak sınıflandırılan çocuklar, anneleri ile birlikteyken istekli olarak ortamı araştırırlar, annelerinin yokluğunda ise çok az kaygı tepkisi gösterirler. Anne ortama geri döndüğünde, annesi ile yakın temas kurup ortamı araştırmaya geri dönerler. İkinci olarak, kaygılı olarak sınıflandırılan çocuklar ortamı çok fazla araştırmazlar. Annelerinin yokluğunda oldukça kaygılanırlar ve annelerinin geri dönüşü üzerine de kolay kolay yatışmazlar. Anneleriyle yakınlık ve temas kurma isteklerinin yanı sıra öfke ve direnç gibi ikili tepkiler gösterirler. Son olarak kaçınan bağlanma stiline sahip bu bebekler annelerinden ayrılmadan daha az etkilenirler ve tanımadığı, yabancı bir ortama girdiklerinde huzursuz olurlar, ancak rahatsızlıklarını gidermek için oyuncaklarla oynamak gibi aktiviteler, annelerinin yerini alabilir. Bu yüzden anneleri, onlardan uzaklaşıp geri döndüğünde annelerine yakınlaşmaktan kaçınarak, ilgilenmiyormuş gibi görünmektedirler.
Çocuklar için gözlemlenen bağlanma stilleri; güvenli, kaygılı ve kaçıngan şeklinde farklı stillere ayrıldığından yukarıda bahsetmiştik. Hazan ve Shaver, Ainsworth’un çocuklar için yaptığı bu sınıflandırmayı yetişkinler için yaparak güvenli, kaygılı ve kaçınan bağlanma stili olmak üzere benzer bir sınıflandırmayı yetişkinler için de elde etmişlerdir.
Güvenli Bağlanma
Güvenilir bağlanan kişilerin yakın ilişkiler kurmakta hiçbir sorun yaşamadıklarını, başkalarını güvenilir olarak gördüklerini ve terk edilmekten korkmadıklarını ifade etmişlerdir. Diğer bir ifadeyle bu kişiler kendilerini değerli görürler ve yakınlık kurma konusunda ilişkilerinde kendilerini rahat hissederler. Güvenli bağlanan bireylerin ilişkileri incelediğinde güvenli, mutlu ve eşlerinin hatalarını rahatlıkla kabul eder tutumlar ortaya koyduğu bulunmuştur.
Kaygılı Bağlanma
Kaygılı bağlanmaya sahip olan kişinin, romantik ilişki içinde olduğu kişiyle yakın ilişki içerisinde olmaktan rahatsızlık duyduğu; birlikte olduğu kişinin ilişkiyi sürdürmek istemediğini, kendisini sevmediğini düşündüğü ve duygusal olarak iniş ve çıkışlara sahip olduğu bildirilmiştir. Bu kişilerde kendilerine karşı derin bir değersizlik duygusu vardır ve diğerleri ile çok fazla yakınlaşarak bu değeri kazanabileceklerini düşünmektedirler. Kaygılı bireylerin romantik ilişkilerde kendilerinden kuşku duyan, başkalarını kendileri ile yakınlık kurmada isteksiz olarak gören, ilişkilerinde takıntılı ve kıskanç oldukları gözlenmiştir.
Kaçıngan Bağlanma
Kaçıngan bağlanan kişilerin çok yakın ilişki yaşamaktan rahatsızlık duydukları ve birlikte oldukları kişilerin kendilerine istediklerinden daha fazla yakın davranmaya çalıştıkları düşüncesine sahip oldukları ifade edilmiştir. Bu kişiler bağımsızlıklarını fazla vurgulayarak kendilerini değerli hissederler ve diğerlerine karşı tam tersi bir şekilde olumsuz beklentileri dolayısıyla yakınlıktan kaçınırlar. Kısacası kaçıngan olarak sınıflandırılan bu bireyler ise yakınlıktan korktukları için kaçınırlar.
Bağlanma stili, erken yaşta ebeveynlerle olan etkileşimlerin kalitesi ve gelecekteki romantik ilişkilerde kişinin beklentileri, inançları, ihtiyaçları, duygu kontrol stratejileri ve sosyal davranışları tarafından şekillendirilen örüntüler olarak tanımlanmaktadır. Birçok araştırmacı, çocukluk döneminde ebeveynlerle etkileşimler sonucu oluşan bu bağlanma deneyimlerinin gelecekteki romantik ilişkileri belirlediğini göstermiştir. Shaver, Hazan ve Bradshaw’ın 1988 yılında yaptıkları bir çalışmada, yetişkinlikte romantik ilişki yaşadıkları kişilerin çocukluklarındaki bakım veren kişi ile benzer ilişkiler kurduklarını öne sürerek bağlanma teorisinin yetişkinlikte de aynı olduğunu öne sürerek bağlanma kuramının yetişkinlikte de kullanılabileceğini göstermiştir. Örneğin çocukluğunda bakım vereni ile kaçıngan bir şekilde bağlanan, bakım vereni ile duygusal yakınlık kurmayan bir bebek gelecekte de benzer bir şekilde romantik partneri ile duygusal yakınlık kurmaktan çekinip, bağlanmaktan kaçınacaktır.
Bağlanma stillerinin üçlü modelinin (güvenilir, kaygılı, kaçıngan) yanı sıra aynı zamanda dörtlü bir modeli de vardır. Bu kuramda ise içsel modellerden bahsedilmiştir. İlki ‘benlik’ modelidir; kısaca bireyin kendisini ne derece değerli olduğu ve sevilmeye layık gördüğü ile ilgili olan inançlarıdır.
İkincisi ise ‘başkaları’ modelidir. Kişinin birlikle olduğu insana ihtiyaç duyduğu kadar ulaşılabilir olacağı ve kendisine yardımcı olabileceğine dair kişisel bir inançtır. Bartholomew ve Horowitz geliştirdikleri kuramda, bireyin kendisi ve başkaları hakkında olumlu ya da olumsuz temsillere sahip olmasını kullanarak yetişkinlik dönemindeki bağlanma süreci için dörtlü bir model önermiştir. Bu modele göre güvenli bağlanma stilindeki bireyler hem kendilerine hem de başkalarına ilişkin olarak olumlu bilişsel modellere sahiptir. Bu kişiler başkalarına güvenmekte zorlanmamaktadırlar, kolayca güven duygusuna sahip olabilirler ve diğer kişilerin kendilerine güvenmelerinden de rahatsız olmamaktadırlar.
Saplantılı bağlanma stilindeki bireyler ‘olumsuz benlik, olumlu başkaları’ modeline sahiptir. Bu kişiler kendilerini sevilmeye layık görmezler, özgüvenleri düşüktür ancak tam tersi bir şekilde başkaları ile ilgili olumlu düşüncelere sahiptirler. Bu bireylerin tipik özelliklerine bakıldığında bağımlılık, duygusallık, onay ihtiyacı, kendini açma; tipik olmayan özellikleri arasında ise duygusal olmama, mesafeli olma, kendine güven ve soğukkanlı davranma sayılabilir.
Kayıtsız bağlanma stilindeki bireyler olumlu benlik olumsuz başkaları modeline sahiptir. Bu kişiler yakın ilişkileri gerekli görmezler. Onlar için özerklik önemlidir. Son olarak korkulu bağlanma stilindeki bireyler ise ‘olumsuz benlik ve olumsuz başkaları’ modeline sahiptirler. Bundan dolayı bu kişiler kendilerini değersiz görürler, diğer insanlara da güvenmezler ve reddedici olarak görürler. Sosyal alanlardan uzak durdukları için başkaları tarafından reddedilme olasılıklarını düşürdüklerine inanırlar.
Bu durumda bağlanma stilleri ele alındığında ‘olumlu kendilik’ modeli, yüksek bir öz değer, öz saygı ve sevilebilme duyguları ile bağlantılıdır. Kişinin kendisi ile ilgili olumlu düşünceleri olduğu için bu duyguları yüksektir. Tam tersi bir şekilde ‘olumsuz kendilik’ modeline sahip kişilerin bu duyguları düşüktür, kendileri hakkında olumsuz düşüncelere sahiplerdir.
‘Olumlu başkaları’ modeline sahip kişiler, başkaları ile ilgili olumlu düşüncelere sahip oldukları için diğer insanları güvenilir, gerektiğinde ulaşılabilir ve yardıma hazır olarak görmektedirler. Diğer bir yandan ‘olumsuz başkaları’ modeline sahip kişiler ise diğer insanlarla ilgili olumsuz düşüncelere sahip oldukları için ilişkilerinde insanlara yakın davranmaktan kaçınarak kayıtsız davranmaktadırlar.
Kişinin ilk olarak nasıl bir bağlanma stilline sahip olduğunu bilmesi ve düşüncelerinin farkında olması çok önemlidir. Farkındalık yaşamasına ilişkilerinde benzer bir örüntünün devam edip etmediğini düşünmesi yardımcı olabilir. Aynı zamanda kendilik ve başkaları modelini olumlu yöne çekmesi, düşüncelerini, varsa değersizlik hissi üzerinde durması ve gerektiği durumda terapi desteği alması kişinin bununla baş etmesinde yardımcı olacaktır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.