Kendi başarılarınızı küçümsüyor hatta başarılı olduğunuza inanmıyor musunuz? Bu düşüncelerinizin nedeni İmposter sendromundan kaynaklanıyor olabilir.
İmposter sendromu yaşayan bireyler; kendilerine edilen iltifatın abartılı, bir işle ilgili gösterdikleri başarının rastlantısal ya da şans olduğunu düşünüyor ve bir gün yetersizliklerinin ortaya çıkacağına dair kaygı duyuyorlar.
Peki, neden?
Uzm. Psk. Hilal Savaş, İmposter sendromu hakkında yazdı.
İmposter sendromu ilk kez 1978 tarihinde Psikolog Pauline R. Clance tarafından ortaya atılan bir kavram olmuştur. ‘Üstün Başarılı Kadınlarda İmposter Sendromu’ isimli makale ile araştırmalarını gerçekleştiren Pauline R.C. İmposter sendromuna sahip bireyler için “Edindikleri eğitime, kariyere, akademik derecelere, standart testlerdeki yüksek başarılara, saygın otoritelerin takdirine rağmen içsel olarak bir başarı hissinden yoksundurlar” demiştir ve eklemiştir; “Kendilerini sahte bir kimlik takınmış olarak görürler”
Bu araştırmadan sonra İmposter sendromu; “Bireylerin kendi başarılarını göz ardı ederek gerçekte yeterince iyi olmadıklarına yönelik oluşturdukları inançlardır” şeklinde literatüre geçmiştir. İmposter inançları her zaman kariyer alanı ile ilişkili değildir; İmposter sendromu yaşayan bireyler yeterince iyi anne-baba, karı-koca, arkadaş olmadıklarını; hatta, yeterince iyi insan olmadıklarını da düşünebilirler.
İmposter sendromu yaşayan bireylerde belirgin üç özellik söz konusudur:
İmposter sendromu, erkek ya da kadın, genç ya da yaşlı fark etmeksizin herkeste gözlemlenebilir. Ancak; üniversite öğrencilerinde, akademisyenlerde ve diğer yaratıcı alanlarda çalışanlarda, üstün başarılı kişilerde veya kariyerinde erken başarı kazanan bireylerde ise İmposter sendromu yaşama ihtimali diğer gruplara göre daha fazladır. Çünkü bu gruptaki insanların yaşam biçimi, İmposter sendromu yaşamaya yatkınlık oluşturabilir.
Aile dinamiklerinin imposter hislerinin oluşumunda önemli bir rolü vardır. Örneğin; çok başarılı kardeşlerin olduğu bir aile yapılanmasında birey, anne-babaya yetebilmek adına çok çaba sarf eder, bu çaba ise aile tarafından takdir edilmezse bireyin yetişkinlik döneminde İmposter sendromu yaşama ihtimali artar. Kısacası yanlış ebeveyn tutumları çocuklarda İmposter sendromu için yatkınlık oluşturabilir. Bunun yanı sıra travmatik çocukluk deneyimleri de İmposter sendromu için altyapı oluşturabilir.
İmposter sendromu belirtileri gösteren bireylerin olumlu somut ve soyut sonuçları değerlendirebilme konusunda eksiklikleri gidermesi gerekir. Bireyler bu konuda zorlandığı için uzman desteği ve sosyal çevre desteği büyük önem taşır. Bunların yanı sıra, bireysel psikoterapilerin bireylerin hayatına farkındalık kazandırması için büyük önemi vardır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.