Çocuklarda ve gençlerde spor öncesi kalp muayenesi önem taşıyor. Güven Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Semra Atalay, düzenli fiziksel aktivitenin faydalarından spor tipleri ve kalp üzerindeki etkilerine; spor öncesi yapılacak temel testlerden çocuklara yönelik spor öncesi değerlendirmeye kadar çocuklarda spor ve kalp sağlığına dair dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Düzenli yapılan fiziksel aktiviteler, kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık problemine karşı koruyucu bir kalkan oluşturur. Spor yapmak, parasempatik tonusu artırarak kalp hastalıklarına bağlı ölüm oranlarında anlamlı bir azalma sağlar. Ayrıca, spor; kalp ve solunum sisteminin dayanıklılığını artırır, kas kitlesini güçlendirir, vücut kompozisyonunu ve kemik sağlığını iyileştirir, anksiyete ve depresyon belirtilerini azaltır.
Spor yaparken vücudumuzun artan oksijen ihtiyacını karşılamak üzere kalp, yapısal ve elektriksel olarak yeni bir yapılanmaya gider. Bu durum, "Sporcu Kalbi Sendromu" (SKS) olarak bilinir ve özellikle yoğun antrenman yapan sporcularda görülen fizyolojik bir kardiyak hipertrofiye işaret eder. Ancak bu durum, bazı riskleri de beraberinde getirebilir. Sporcular, ani kardiyak ölümlerin sık nedeni olan hipertrofik kardiyomiyopati (HKM) ile karıştırılabilecek hafif formlar geliştirebilirler. Bu nedenle, genç sporcuların kalp sağlığı konusunda dikkatli bir değerlendirme yapılması büyük önem taşır.
Sol ventrikül duvar kalınlığı, bu değerlendirmede kritik bir rol oynar. Eğer sol ventrikül duvar kalınlığı 13 mm'nin altındaysa, bu durum fizyolojik hipertrofi olarak kabul edilir ve genellikle sağlıklı bir sporcunun kalbi olarak değerlendirilir. Ancak kalınlık 15 mm ve üzerindeyse, bu patolojik hipertrofiye işaret eder ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. 13-15 mm arasındaki "gri bölge" ise, değerlendirilmesi en zor durumları temsil eder.
Bu tür durumlar, sporcular için önemli kararlar alınmasını gerektirir. Örneğin, gri bölgede olan bir sporcu için spor aktivitelerine geçici bir süre ara vermek ve seri ekokardiyografik ölçümler yapmak uygun bir yaklaşım olabilir. Spor aktivitesine ara verildiğinde, fizyolojik hipertrofinin üç haftada yaklaşık üçte bir oranında azalması beklenir. Ekokardiyografi, bu süreçte ayırıcı tanı koymada kritik bir yöntem olarak öne çıkar.
SKS ve HKM Karşılaştırması:
Spor yaparken nadir de olsa karşılaşılan ani ölümler, medya yoluyla duyurulduğunda toplumda ve ailelerde ciddi endişelere neden olmaktadır. Bu durum, özellikle genç atletlerde ani ölümleri önlemek amacıyla kardiyovasküler taramanın önemini gündeme getirmiştir. Amerikan Kalp Akademisi (AHA), 1996 yılında genç atletlerde kardiyovasküler tarama ile ilgili ilk önerilerini yayınlamış ve bu öneriler 2007 yılında revize edilmiştir. AHA, tarama için öykü ve fiziksel muayenenin yeterli olduğunu belirtmiştir. Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) ise elektrokardiyografinin (EKG) de eklenmesi gerektiğini düşünmektedir.
Sistematik kardiyovasküler tarama yalnızca İsrail, İtalya ve ABD'de yapılmaktadır. İtalya'da 1979'dan beri uygulanan taramalar, öykü, fizik muayene ve EKG içermektedir. Bu ülkelerde yapılan taramalar, sporcuların sağlıklı bir şekilde antrenman yapmaları ve yarışmalarına olanak sağlamakta, aynı zamanda riskli durumları erken fark etmekte büyük rol oynamaktadır.
Türkiye'de henüz spora başlama öncesi kardiyovasküler tarama ile ilgili yasal bir düzenleme veya karar bulunmamaktadır. Bu nedenle, her sağlık kuruluşu kendi deneyimlerine ve olanaklarına göre sporcuların sağlık durumunu değerlendirmektedir. Çoğu sağlık merkezi, özellikle aile öyküsüne önem vererek, iyi bir öykü almakta, fizik inceleme yapmakta ve EKG çekmektedir.
Çocuklara spor başlamadan önce detaylı bir kardiyolojik muayene yapılmalıdır. Bu muayenede çocuğun nabzı, tansiyonu kontrol edilmeli, aşağıdaki gibi kişisel öykü soruları sorulmalıdır:
Spor yaparken meydana gelebilecek ani ölümler, özellikle genetik veya doğuştan gelen kardiyovasküler hastalıkların varlığında riski artırır. Bu nedenle, spor öncesi taramalar, bu riskleri azaltmayı amaçlar. Amerikan Kalp Akademisi ve Avrupa Kardiyoloji Derneği, sporcu taramaları konusunda farklı yaklaşımlar benimsemektedir. AHA, öykü ve fiziksel muayenenin genellikle yeterli olduğunu savunurken, ESC elektrokardiyografi (EKG) kullanımının da gerekliliğini vurgulamaktadır. EKG, dilate kardiyomiyopati, hipertrofik kardiyomiyopati ve diğer birçok kardiyovasküler durumun erken teşhisinde yardımcı olabilir.
arter kan basıncının yanı sıra genetik hastalıklara ait belirtiler de dikkatle incelenmelidir. Valsalva manevrası ile yapılan muayene, solunum durumu sırasında kalp seslerindeki değişiklikleri gözlemlemek için önemlidir.
EKG taraması, belirli kardiyovasküler problemlerin erken teşhisinde önemli olabilir, ancak yaklaşık yüzde 10-40 oranında yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Ayrıca, EKG'nin fizyolojik değişiklikleri patolojik olanlardan ayırt etmesi zor olabilir. Bununla birlikte, EKG ile yapılan taramalarda ciddi kardiyak problemleri olan sporcuların yarısında patolojik EKG bulgusu olmayabileceği belirtilmiştir.
Ani kardiyak ölüm (AKÖ), sağlıklı görünen bireylerde, herhangi bir travma olmaksızın, beklenmedik şekilde kalbin durması sonucu meydana gelen ölümdür. Bu ölümler spor aktiviteleri sırasında daha sık görülebilmekte ve genellikle yapısal veya aritmojenik kalp hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Amerika'da yapılan çalışmalar, pediatrik AKÖ oranının 100.000 çocukta %0.6-6.2 arasında olduğunu ve bu ölümlerin yaklaşık %20-25'inin spor sırasında gerçekleştiğini göstermektedir. Bu durum, spor öncesi kapsamlı kardiyovasküler taramaların önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Ani kardiyak ölüm riskini azaltmak için, sporcuların sağlık taramalarından geçirilmesi önerilmektedir. Bu taramalar arasında;
Spor yaparken ve hemen sonrasında ani kardiyak ölüm vakalarının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Artan emosyonel stres, sempatik aktivasyon, akut koroner iskemi gibi faktörler bu duruma katkıda bulunabilir. Özellikle hipertrofik kardiyomiyopati (HKM) en sık rastlanan yapısal kalp defekti olarak bilinirken, otopside yapısal bir kalp hastalığı bulunamayan bireylerde genellikle kardiyak iyon kanalı defektleri tespit edilmiştir.
Hipertrofik kardiyomiyopati (HKM), genç atletler arasında ani kalp ölümlerinin en önemli nedenlerinden biridir. HKM, toplumda yaklaşık olarak her 200-500 kişiden birinde görülen, otozomal dominant geçiş gösteren genetik bir hastalıktır. Bu durum, sarkomerik proteinleri kodlayan genlerdeki mutasyonlarla ilişkilidir. HKM tanısı ve risk değerlendirmesi, özellikle aile öyküsünün detaylı bir şekilde alınması ve belirtilerin sorgulanması ile başlar. Ani ölüm riskini belirlemek için en önemli tanı yöntemi ekokardiyografidir (EKO), bu yöntemle ventrikül duvarlarının kalınlığı ve sol ventrikül çıkış yolu incelenir.
Hipertrofik Kardiyomiyopati ve Spor
HKM tanısı konan bireylerin spor yapma durumu, belirli kriterlere göre değerlendirilir:
Aritmojenik Sağ Ventrikül Displazisi (ARVD)
ARVD, otozomal dominant geçişli genetik bir hastalık olup, özellikle İtalya'nın Veneto bölgesinde genç sporcularda ani ölüm nedenlerinden biri olarak bilinir. Bu durum, sağ ventrikül miyokardında incelme, yağlı dejenerasyon ve fibrozis ile karakterizedir. ARVD tanısı, EKG ve MRG gibi görüntüleme teknikleri ile konulur. Hastalık genellikle ergenlik ve genç erişkinlik dönemlerinde belirginleşir ve ilerleyici bir seyir gösterir.
EKG ve Tanı Süreci
HKM'de EKG bulguları genellikle sol atriyumda veya biatriyal genişleme, sol ventrikül hipertrofisi ve ST segmentindeki nonspesifik değişiklikler şeklindedir. ARVD'de ise, EKG sağ prekordiyal derivasyonlarda T dalgasında negatiflik ve epsilon dalgaları gibi spesifik bulgular gösterebilir.
Çocuklarda spor aktiviteleri sırasında meydana gelebilecek sağlık sorunları arasında, kalp rahatsızlıkları özellikle dikkat gerektirir. Ani kardiyak ölümler çoğunlukla asemptomatik durumlarda gerçekleşebilir ve çocuklarda, spor sırasında daha yüksek risk taşıyan bazı spesifik kalp durumlarına dikkat edilmelidir.
Katekolaminerjik Polimorfik Ventriküler Taşikardi (KPVT)
KPVT, özellikle 4-12 yaş arası çocuklarda ve yüzme gibi fiziksel aktiviteler sırasında görülen bir kalp rahatsızlığıdır. İstirahat halindeki EKG genellikle normal görünse de, egzersiz testi sırasında stresin tetiklediği polimorfik ventriküler taşikardi atakları gözlenebilir. Bu durumda yüksek doz beta-bloker kullanımı, İCD (implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör) takılması ve yarışmalı sporlardan kaçınılması önerilir.
Wolff-Parkinson-White Sendromu (WPW)
WPW sendromu, kalpte ek iletim yollarının bulunması sonucunda ortaya çıkar ve EKG'de delta dalgası, kısa PR intervali, geniş QRS kompleksi ve ST/T dalga anomalileri gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durum, sporcular arasında nadiren taşiaritmi ve senkop ile ilişkilendirilir ve çok nadir durumlarda ani ölüme yol açabilir.
Ritm Bozuklukları ve Spor Uygunluğu
Doğuştan kalp hastalığı olan çocuklar, çocuk kardiyoloji doktorunun uygun gördüğü sporları yapabilirler. Aort darlığı, aort koarktasyonu ve pulmoner hipertansiyon gibi ciddi kalp hastalıkları bulunan çocuklarda yarışmalı sporlar genellikle yasaklanır.
Akut miyokardit geçiren sporcuların, enfeksiyon sonrası en az 6 ay spor yapmamaları önerilir. Bu süre zarfında kalp fonksiyonlarının tamamen normale dönüp dönmediğini anlamak için EKG, EKO, Holter ve MRG gibi tetkikler yapılmalıdır.
Çocukların spor yapmadan önce Çocuk Kardiyoloji Uzmanı veya Spor Hekimleri tarafından kapsamlı bir kardiyolojik muayene ve gerekli tetkiklerden geçmeleri önerilir. Ani kardiyak ölüm riskini azaltmak için spor alanlarında yeterli ilk yardım malzemelerinin bulundurulması ve acil durum planlarının oluşturulması hayati öneme sahiptir.
Çocuklarda göğüs ağrıları ile çok sık karşılaşılmasına rağmen, kalp hastalığından kaynaklanan göğüs ağrısı oldukça nadirdir. Yetişkinlerde kalp krizine bağlı ölümler sık olduğu için göğüs ağrısı çocuklarda ve ailelerinde korku ve endişeye yol açar.Bu nedenle çocuğun ve ailesinin bilgilendirilmesi ve rahatlatılması gerekmektedir. Göğüs ağrısı göğüs kafesinde bulunan tüm organlardan köken alabilir, erkek ve kız çocuklarında eşit sıklıkta ve en çok 11-14 yaş aralığında görülür. Göğüs ağrılarının çoğunluğu iyi seyirli olmasına karşın, sıklıkla tekrarladığı için, okula gidememe ve aktivite kısıtlamasına yol açmaktadır. Nadir olmasına karşın, göğüs ağrısının nedeni kalp-damar sistemine ait bir hastalık ise, bu hastalıklar ciddi olabileceği için erken tanı ve tedavi edilmelidir.
Çocuklarda göğüs ağrısı oldukça yaygın bir şikayettir ve genellikle ciddi bir sağlık problemi olmadan ortaya çıkar. Bu ağrıların çoğu, kalp kaynaklı olmayan ve yaşamı tehdit etmeyen nedenlere bağlıdır. İşte çocuklarda görülen başlıca göğüs ağrısı türleri ve önerilen yönetim stratejileri:
1. Nedeni Bilinmeyen Göğüs Ağrıları
Çocukluk çağında göğüs ağrılarının en yaygın nedeni idiopatiktir. Bu tür ağrılar keskin ve batıcı özelliktedir, genellikle birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar sürebilir. Ağrılar çoğunlukla derin nefes alındığında artar ve genellikle göğsün orta kısmında veya memenin altında hissedilir. Kalp kaynaklı olmadığı için hayati bir tehdit oluşturmaz ve genellikle tedavi gerektirmez.
2. Göğüs Ağrısının Kalp Dışı Nedenleri
Doğuştan kalp hastalıkları
Kazanılmış kalp hastalıkları
Göğüs ağrısı, çocuklarda endişe verici bir semptom olabilir, ancak tüm göğüs ağrıları kalp kaynaklı değildir. Yine de bazı durumlar, kalp kaynaklı göğüs ağrısını düşündürür ve bu durumlar dikkatli bir değerlendirme gerektirir.
Göğüs ağrısının değerlendirilmesinde öykü çok önemlidir. Ağrının başlangıç zamanı, süresi, sıklığı, niteliği, tetikleyen veya hafifleten faktörler, eşlik eden diğer belirtiler ve aile öyküsü detaylıca sorgulanmalıdır.
Yapılacak Testler:
Çocuklarda göğüs ağrısının nedenleri çok çeşitli olduğundan tedavi, belirlenen nedene göre değişir. Kostokondrit veya kas-iskelet sistemine bağlı ağrılarda genellikle istirahat ve ağrı kesiciler yeterli olabilir. Nedeni bilinmeyen ağrılarda ise, genellikle tedaviye gerek olmayabilir ancak aileye ağrının tekrarlayabileceği ancak zamanla azalacağı bilgisi verilmelidir. Akciğer, sindirim sistemi ve psikolojik nedenlerden kaynaklanan ağrılarda, çocuk mutlaka uzman bir hekim tarafından izlenmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır. Kalp-damar hastalığından kaynaklanan ağrılar ise Çocuk Kardiyoloji Uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Bu durum, hem çocuğun hem de ailesinin yaşadığı endişeyi azaltacaktır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.