Erken doğum, doğumun gebeliğin 20’nci haftası ile 37’nci haftaları arasında gerçekleşmesi olarak tanımlanıyor. Gebeliğin 20’nci haftasından sonra kasılmaların başlaması ve düzenli olarak gelmesi erken doğumun habercisi olabiliyor.
Peki, erken doğum riskini artıran faktörler nelerdir?
Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Doç. Dr. Mine Kiseli, erken doğumun belirtileri ve risk faktörleri hakkında bilgi verdi.
Sağlıklı bir bebeğin gelişim süresi 37-41 haftadır. Kadın doğum pratiğinde gebelik haftası, kadının son adet tarihinden itibaren hesaplanmaktadır. 37-41 haftaları arasında doğum, “zamanında (term) doğum” olarak bilinir.
Gebeliğin 20’nci haftası ile 37’nci haftası arasında gerçekleşen doğumlar ise erken doğumdur. Erken doğumlar;
Gebeliğin 20’nci haftasından önce olan gebelik kayıpları, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “düşük (abortus)” olarak tanımlanmaktadır. 20’nci haftadan sonra kasılmaların başlaması ve düzenli olarak gelmesi erken doğum riskini gösterir.
Özellikle ilk gebelikte erken doğum riskini öngörmek çok kolay değildir. Erken doğum riskinin arttığı durumlar:
Annedeki stresin erken doğuma neden olabileceği ile ilgili yayınlar olsa da stresin ölçümü tam olarak yapılamaz. Bu nedenle stresin, erken doğumla direkt ilişkisini göstermek zordur.
Anneye veya bebeğe ait bazı özel durumlar, tedavi amaçlı erken doğumu gerektirebilir.
Annede gelişen gebelik zehirlenmesi annenin ve bebeğin hayatını tehdit eden çok ciddi bir durumdur ve tek tedavisi doğumdur. Bebeğin akciğerlerinin gelişimi de göz önünde bulundurularak doğum zamanına karar verilir. Annede gebelik kolestazı (vücuttaki safra yollarının işlevindeki bozukluk nedeniyle kandaki safra asit miktarındaki artışa bağlı olarak çeşitli şikayetlerin oluşması) veya bazı kalp hastalıkları nedeniyle erken doğumu planlamak gerekebilir.
Bebekte anne karnında gelişme geriliği ve bazı fetal anomalilerin olması durumunda erken doğum gerekebilir. Gelişme geriliğinde takip edilen parametrelerde bozulma olması durumunda ve bebeğin sıkıntıda olduğu tespit edilirse doğum planlanır.
Son aylarda düzensiz gelen ve ağrılı olmayan kasılmalar “Braxton Hicks Kasılmaları” olarak adlandırılır. Bu kasılmalara, doğuma hazırlık ağrıları da denmektedir. Ancak erken doğumda kasılmalar, düzenli aralıklarla gelmekte ve sıklığı giderek artmaktadır. Ayrıca;
Erken doğum, bazen membran rüptürü (doğum başlamadan suyun gelmesi) ile birlikte olabilir. Suyun gelmesi istemsiz bir şekilde olur ve gebe, berrak sıvının aktığını hisseder. Bazı durumlarda az miktarda amniyon akışı (bebeğin içinde bulunduğu sıvı) tanıyı zorlaştırabilir. Gözle görünen aktif amniyotik sıvı akışının olmadığı durumlarda, özel tanısal testler ile vajendeki sıvının bebeğe ait olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Membran rüptürü, gebelerde zaman zaman karşılaşılabilen idrar kaçırma probleminden de ayırt edilmelidir.
Erken doğum riski olan gebelere öncelikle yatak istirahati ve fiziksel aktivitenin kısıtlanması önerilir. Ancak sürekli hareketsiz kalmak da gebelikte sıkıntı yaratabilir. Bu nedenle erken doğum riski değerlendirmesi doğru analiz edilmelidir.
Günümüzdeki son literatür bilgileri, erken doğum riskinin, progesteron (kadınları hamilelik dönemine hazırlayan hormon) kullanımıyla önlenebileceğini göstermektedir.
Gebelik takip sürecinde ultrasonografi ile bakılan rahim ağzı uzunluğu, erken doğumun öngörülmesinde belirleyicidir. Kişinin geçmiş öyküsüne ve ultrasonda ölçülen rahim ağzı uzunluğuna göre bazen progesteron başlanmakta bazen de rahim ağzına dikiş uygulaması yapılabilmektedir.
Erken doğum riski yüksek olan gebelerde, riski azaltmaya yönelik yukarıda bahsedilen önlemler alınmalıdır. Ancak erken doğum başladığında, gebenin hastaneye yatırılarak izlemi yapılmalı ve erken doğum kasılmalarını azaltmaya yönelik tedaviuygulanmalıdır. Günümüzde var olan tedavilerin hiçbiri erken doğumun engellenmesinde yüzde 100 etkin değildir.
Erken doğumda önemli olan bir husus da bebeğin hangi merkezde doğurtulması gerektiğidir. Gebenin, yenidoğan yoğun bakım şartları uygun bir merkezde doğurması önemlidir. Gebe yenidoğan ünitesi olmayan bir merkezde görüldüyse, acilen üst basamak bir merkeze güvenli bir şekilde nakli sağlanmalıdır. Daha önce yapılmamışsa bebeğin akciğerlerinin gelişmesi için iğne yapılmalı ve doğum olabildiğince ertelenmelidir. Bebekte veya annede stres bulgusu varlığında bu ağrıları durdurmak tehlikelidir ve bir an önce doğum planlanmalıdır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.