Gebelikte Bu Tetkikleri İhmal Etmeyin

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Gebelikte Bu Tetkikleri İhmal Etmeyin

Her anne adayı doğal olarak bebeğinin sağlık durumunu, gelişiminin normal olup olmadığını, bu süreçte kendi bedeninde meydana gelebilecek değişimleri merak eder. Tam da bu sorulara yanıt üreten, anne ve bebeğin sağlık durumunu takip etmeye yarayan pek çok tetkik bulunuyor. 

 Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlarımız gebelik öncesinde ve sırasında hangi tetkiklerin yapıldığı, tetkiklerle hangi hastalıkların tespit edilebildiği gibi merak edilen soruları sizler için yanıtladı.

Gebelikte Bu Tetkikleri İhmal Etmeyin

İçindekiler

Gebe kalmadan önce dikkat edilmesi gereken unsurlar var mı?

Kadınların planlı bir şekilde istedikleri zamanda gebe kalmaları, sağlıklı bir gebelik süreci için ilk koşuldur. Gebelik planlayan kadınların öncelikle jinekolojik muayeneden geçmesi önerilir. Muayene kişinin detaylı öyküsünün alınması ile başlar. Önceki gebelikler, doğumlar, varsa yaşanan medikal sorun ve komplikasyonlar, gebeliğin sonlanma haftası, bebeğin öyküsü araştırılmalıdır. Kişide var olan sistemik hastalıklar, operasyonlar, kullanılan ilaçlar, sigara, alkol ve beslenme alışkanlıkları sorgulanmalıdır. Bazı ilaçların gebelikte kullanımı sakıncalıdır ve gebelik öncesi kullanılan ilaçlarda değişiklik gerekebilir. Eşler, sigara ve alkolün bırakılması, sağlıklı beslenilmesi konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca diyabet, hipotiroidi gibi endokrinolojik hastalıklarda kan şekeri ve tiroid fonksiyonlarının gebe kalmadan önce optimize edilmesi, folik asit, demir ve vitamin eksikliğinin tedavisi sağlıklı bir gebelik için gereklidir. Herhangi bir risk faktörü olmayan kadınlarda, gebe kalmadan üç ay önce folik asit takviyesi, olası bir folik asit eksikliğinde gelişebilecek nörolojik engelli gebeliklerin önlenmesinde önemlidir.

Gebelik öncesi değerlendirmede diğer bir husus da akraba evliliğinin ve ailede kalıtımla geçen genetik hastalıkların sorgulanmasıdır. Günümüzde nadir görülen genetik hastalıklar taranabilmekte ve gerek görülen durumlarda kişiler genetik danışmanlık için yönlendirilmektedir.

Gebe kalmayı planlayan kadınların kilosu gebelik öncesi optimal aralıklara getirilmeye çalışılmalıdır. Nitekim, vücut kitle indeksinin çok düşük veya çok yüksek olması gebelik komplikasyonlarını arttırır.

Gebe kalmadan önce hangi testler yapılmalıdır?

Gebelik planlayan kadınlarda jinekolojik muayene sırasında yapılan ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıklar değerlendirilir. Yakın zamanda yapılmamış ise gebelik öncesinde rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) taraması için Pap Smear testi veya HPV testi veya iki test birden (Kotest) yapılmalıdır. Gebelik öncesi istenen kan tetkikleri arasında tam kan sayımı, tiroid fonksiyon testleri, toksoplazma ve rubella antikorları, hepatit B, C ve HIV taraması yer almaktadır. Ailede diyabet, glikoz intoleransı, gebelik şekeri veya iri bebek doğurma öyküsü varsa açlık kan şekerine de bakılmalıdır. Kadının kan grubu bilinmiyor ise istenmelidir. Eşinin kan grubu Rh (+), kendisi Rh (-) olan kadınların ayrıca duyarlanma açısından taranması gerekmektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından risk grubundaki kadınlarda, enfeksiyonlara yönelik tarama testleri önerilir.

Kadında kronik hastalık varlığında gebelik öncesinde kadın mutlaka ilgili branş hekimlerine yönlendirilmelidir. Kullanılan ilaçların düzenlenmesi, gebelik risklerinin belirlenmesi ve kadının eğitimi gebelik sürecinde komplikasyonların azaltılması için çok önemlidir.

Gebelik takibi ne zaman ve nasıl başlıyor? Gebelik takibi nasıl yapılıyor?

Kadında, beklenen adet tarihinde kanama olmaması ve adet gecikmesi ile yapılan idrar testi veya kanda beta HCG ile gebelik tanısı konmaktadır. Gebelik haftasına göre transvajinal veya transabdominal yolla yapılan ultrasonografide rahim içinde gebelik kesesinin gösterilmesi ile gebelik takip süreci başlamaktadır. Gebelik yaşının belirlenmesinde, kadının son adet tarihi ile ilk üç ayda yapılan ultrason ölçümleri kullanılmaktadır. Son adet tarihinden itibaren yaklaşık yedinci haftada ultrasonografide bebeğin kalp atışları duyulabilir. 

Gebelik süresince doktor tarafından belirlenen takiplerde kadının genel sağlık durumu değerlendirilir, tansiyon ve kilo ölçümü yapılır. Gebeliğin haftasına göre ultrasonografide bebeğin gelişimi takip edilir. Dördüncü ayda yapılan detaylı ultrasonografi taraması ile bebekte yapısal anomaliler araştırılmaktadır. Yirmi dördüncü haftadan sonra şeker yükleme testi ve doğuma yakın ultrasonografinin yanı sıra bebeğin iyilik halini gösteren Non Stres Test (NST) yapılmaktadır.

Gebelik takibi hangi periyotlarla yapılmalı ve hangi tetkikleri içermektedir?

Her gebelik farklıdır ancak genel olarak ülkeler gebe takibi için kendi kılavuzlarını belirlemektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın ‘Doğum Öncesi Bakım Yönetim Rehberi’nin önerileri; her gebenin en az dört kez nitelikli izlenmesi, doğum sonrası hastanede üç, evde üç olmak üzere altı kez lohusa izleminin yapılması yönündedir. Amerika’da önerilen gebelik takip sıklığı 28’inci haftaya kadar ayda bir, 36’ncı haftaya kadar iki haftada bir ve daha sonrasında haftada bir şeklindedir. Tabii ki bu izlem, risk faktörlerinin varlığına göre veya gebelik sürecine göre bireyselleştirilebilir.

Gebelik sürecinin izlemi üç döneme ayrılarak yapılmaktadır. İlk 14 hafta bebeğin organ gelişimini kapsar ve ikili tarama testiyle fetal DNA testi bu dönemde yapılmaktadır. Üçlü veya dörtlü tarama testleri ve detaylı ultrasonografi üç aydan sonra yapılmaktadır. 28’inci haftadan doğuma kadar olan süreç bebeğin gelişimi, annenin genel sağlığı ve bebeğin iyilik halinin değerlendirilmesi için yapılan tetkikleri kapsar.

Tarama testleri bebekte genetik anomalilerin, yapısal bozuklukların ve gebelik diyabetinin saptanması amacıyla yapılan testlerdir.


Majör genetik bozukluklar (trizomi21, 13 ve 18) için 11-14’üncü hafta arasında yapılan İkili Tarama Testi; bebeğin ultrasonografide ense saydamlığı ölçümü ve kan testini içerir. Anne yaşı, ense saydamlığı ölçümü ve kandaki biyokimyasal parametreler kombine edilerek bir risk değerlendirmesi yapılmaktadır.

Üçlü veya Dörtlü Tarama Testleri gebeliğin 16-20. haftaları arasında yapılmaktadır. Yine sık görülen genetik bozuklukların taranması hedeflenir. Bu testlerde bakılan Alfa-fetoprotein (AFP) aynı zamanda bebekte nöral tüp defekti dediğimiz nörolojik gelişim bozuklukları için de bir belirteç ve tarama testidir.

Fetal DNA testi gebeliğin 11’inci haftasından sonra anneden bir tüp kan alınarak yapılmakta ve bebekteki genetik hastalıkların ve kan grubunun belirlenmesinde kullanılmaktadır. Diğer tarama testleri ile kıyaslandığında genetik hastalıkları saptama oranı çok daha yüksektir.

Ayrıca 18’inci ve 22’nci hafta arasında yapılan detaylı ultrasonografi taraması ile bebeğin yapısal anomaliler açısından tetkiki yapılmaktadır. Ultrasonografi ile aynı zamanda rahim ağzı uzunluğu, plasenta lokasyonu, amniyotik sıvı ve göbek kordonu da değerlendirilmektedir.

Yapılan testlerle bebekte olması muhtemel hangi hastalıklar ya da anomaliler tespit edilebiliyor? Test sonuçlarının doğruluk oranları yüzde kaç?

Genetik tarama testlerinde amaç genetik bozukluklardan en sık görülen Down Sendromu ile trizomi 13 ve 18’in taranmasıdır. Ancak bu testlerin genetik hastalıkları saptama olasılıkları yüzde 100 değildir. İlk üç ayda yaptığımız İkili Tarama testinin Down Sendromunu saptama olasılığı yüzde 79-87; Üçlü Tarama testi için yüzde 61-70; Dörtlü Tarama testi için yüzde 74-81’dir. Anne kanı Fetal DNA testi ile Down Sendromu yüzde 98 saptanabilmektedir. Fetal DNA testlerinde 13, 18 ve 21’inci kromozomlar dışında cinsiyet kromozom bozuklukları ayrıca bazı tek gen hastalıkları da taranmaktadır. Fakat bu testlerin tarama testi olduğu, yüksek risk çıkması durumunda mutlaka tanı testleri ile doğrulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Dördüncü ayda yapılan ultrasonografik tarama ile bebekte olabilecek yapısal anomaliler araştırılmaktadır. Ayrıntılı ultrason ile bebeğe ait anomalilerin yüzde 60-80’ine tanı konabilmektedir. Yapısal anomalilere örnek olarak bebeğin böbreklerinin olmaması, polikistik böbrek hastalığı, diyafragma hernisi, beyinde oluşabilecek anomaliler, kalp anomalileri ve sinir sistemi hastalıkları verilebilir. Bu anomalilerden bazılarının genetik sendromlara eşlik edebileceği de bilinmektedir. Günümüzde ultrasonografik taramanın da kısıtlılıkları vardır. İskelet displazileri, aort koarktasyonu gibi bazı anomalilerin belli haftalardan önce tanınması mümkün olmamaktadır.

Son yıllarda gebelere yapılan şeker yükleme testleriyle ilgili oldukça farklı görüşler öne sürülüyor. Şeker yükleme testinin herhangi bir zararı var mı?

Tüm gebeliklerin yüzde 1-4’ünde görülen gebelik şekeri, tedavi edilmediği takdirde bebekte ve annede ciddi sıkıntılara yol açabilir. Normalden iri olan bebeğin doğum sırasında travmaya maruz kalması, sezaryen oranlarının artması, bebekte doğum sonrası metabolik bozuklukların görülmesi bunlardan sadece birkaçıdır. Şeker yükleme testi ile kişi 2-4 dilim baklava kalorisine eşdeğer kalori almaktadır ki bu değerler günlük hayatta gebelerin maruz kaldığı düzeydedir. Gebelik şekerinin tanısının konmasına yönelik yapılacak olan şeker yükleme testlerinin anne veya bebek üzerine kanıtlanmış olumsuz etkisi bulunmamaktadır.

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 16-08-2024