Ketojenik diyet, besin içeriğinin büyük bir kısmı yağlardan oluşan ve karbonhidrat kaynaklarının çok sınırlı olduğu bir diyet biçimidir. İnsülin seviyesinin ve kan şekerinin dengede tutması, kilo vermede kolaylık sağlaması, epileptik çocuklarda nöbet geçirme sıklığını azaltması ketojenik diyetin faydaları arasında gösterilmektedir. Ancak ketojenik diyet; karaciğer yağlanması, böbrek taşı, vitamin ve mineral eksikliği gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Bu nedenle ketojenik diyetin, doktor ve diyetisyen gözetiminde uygulanması oldukça önemlidir.
Güven Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Uzmanları, ketojenik diyet hakkında bilgi verdi.
Ketojenik diyet, karbonhidrat kaynaklarının çok sınırlı olarak alındığı, buna karşılık diyet içeriğinin oldukça büyük bir kısmını yağların oluşturduğu bir diyet biçimi olarak tanımlanabilir. Ketojenik diyette vücudun temel enerji kaynağı olan karbonhidrat alımının önemli ölçüde azalmasıyla vücut, ketozis denilen metabolik duruma geçer. Ketozis durumunda ise vücut, enerji kaynağı olarak yağları yakmaya başlar.
Ketojenik diyete ilk başlandığında adaptasyon sağlanana kadar;
Ketojenik diyetin uzun süreli uygulanması ise,
Ketojenik diyetlerde günlük alınması gereken protein, karbonhidrat ve yağ miktarları kişinin yaş, kilo, sağlık durumu gibi faktörleri göz önüne alınarak ayarlanmalıdır.
Diyetteki besin öğelerinin oranları ve gramajları çok önemlidir. Bu oranların nasıl olması gerektiği mutlaka doktor ve diyetisyenden oluşan bir ekip tarafından kişinin kan bulguları, kan ve idrarındaki keton cisimciklerinin miktarı gibi belirteçlere bakılarak belirlenmelidir.
Ketojenik diyetler herkes için uygulaması uygun veya mümkün olmayan, sadece belirli tıbbi analizler ve tetkikler yapıldıktan sonra uygulamasında sakınca görülmeyen kişilere önerilmesi gereken bir diyet türüdür. Uygulaması oldukça zor ve riskli olduğu için hiçbir birey bu diyeti bir sağlık kuruluşuna danışmadan uygulamamalıdır. Diyetin yapılıp yapılamayacağına karar verilmesi, diyetin planlanması, bu süreçte yapılacak her türlü tetkik ve incelemeler doktor ve diyetisyen kontrolünde yapılmalıdır.
Diyetin oldukça büyük bir kısmı yağlardan oluştuğu için lifli besin tüketimi de yok denilecek kadar azdır. Bu da başta kabızlık gibi birtakım sindirim ve bağırsak problemlerine yol açabilir.
Hem yüksek yağlı beslenme ve yağlardan enerji elde edilmesine bağlı olarak kanda dolaşan serbest yağ asitleri miktarının artması hem de yetersiz posa alımına bağlı olarak kan kolesterol düzeylerinde ve diğer kan lipitlerinde artış görülür. Bu da kalp ve damar hastalıkları açısından oldukça büyük risk oluşturmaktadır. Kan kolesterol düzeyleri yüksek kişiler bu diyeti yapmaktan kaçınmalıdır.
Ketojenik diyetler karaciğer üzerinde de yük oluşturur. Bu nedenle karaciğer hastalığı olan kişiler ketojenik diyet uygulamamalıdır. Uzun süreli uygulanan ketojenik diyet sonrası karaciğer yetmezliği gelişme riski vardır.
Açlık tablosu geliştiğinden vücut kendini açlığa adapte edebilmek için metabolizma hızını yavaşlatma eğilimine girer. Yavaşlamış bir metabolizma sonucunda ise diyetin bırakılmasıyla beraber verilen kiloların tümüyle geri alınmasına sebep olabilir.
Beynin temel enerji kaynağı glikozdur. Bu nedenle ketojenik diyet yapanlarda karbonhidrat dışı kaynaklardan dolaylı yoldan glikoz elde ediliyor olması birtakım bilişsel fonksiyonlarda yavaşlama ve geriliğe sebep olabilir.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.