Kızamık Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Kızamık Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kızamık Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

İçindekiler

Kızamık nedir?

Kızamık; ateş, halsizlik, bitkinlik, öksürük, soğuk algınlığı bulguları ve konjuktivit ile seyreden oldukça bulaşıcı olan viral bir enfeksiyondur.

Kızamık virüsü, solunum yolu ile insandan insana bulaşır ve son derece bulaştırıcıdır. Kızamık sadece insanlarda görülmesi nedeniyle dünyada eradikasyonu (tamamen yok olması) hedeflenen hastalıklardan biridir. Ancak sosyal ve politik faktörler yanında bulaştırıcılığın yüksek olması nedeniyle ne yazık ki birçok ülkede eliminasyon başarılamamıştır.

Dünyada ve ülkemizde 2017 yılına kadar yıllık olgu sayılarında azalma sağlanmışken, tekrar artışı dikkat çekmektedir. Aşı kapsayıcılığında azalma, aşı karşıtlığı, aşıya ulaşamama, COVID-19 pandemisi nedeniyle aşı oranlarında azalma, kontrolsüz insan hareketliliği, savaşlar, ülkeler arası göç ve sığınmacıların kontrol edilememesi kızamık olgularında artışın başlıca nedenleridir.

Kızamık belirtileri bulaştan ne kadar süre sonra ortaya çıkar? Kızamık belirtileri nelerdir?

Kızamığın kuluçka süresi 6-21 gündür. Virüsü aldıktan sonra ortalama 13 günde, kızamık belirtileri başlar. Bulaştırıcılık döküntüler ortaya çıkmasından önceki beş gün ile sonrasındaki 4-5 gün içinde devam etmektedir. En fazla bulaştırıcılık ise ateşli dönem ve solunum semptomlarının olduğu geç prodromal dönemdir.

Kızamık virüsü birtakım klinik tablolara neden olabilmektedir: 

  • Bağışıklık sistemi normal olan kişilerde klasik kızamık,
  • Önceden kızamığa karşı antikoru olan ancak koruyuculuk tam sağlanamamış hastalarda görülen modifiye kızamık,
  • Ölü virüs aşısı ile aşılanan hastalarda atipik kızamık,
  • Kızamığı takiben nörolojik sendromlar: akut dissemine ensefalomiyelit ve subakut sklerozan panensefalit,
  • Bağışıklığı baskılanmış kişilerde şiddetli kızamık,
  • Kızamık komplikasyonları: sekonder enfeksiyonlar, dev hücreli pnömoni, kızamık inklüzyon cisimciği ensefaliti.

Klasik kızamıkta toplamda dört klinik evre bulunmaktadır:

  • Kuluçka süresi
  • Ön hastalık dönemi (Prodrom)
  • Döküntülerin çıktığı dönem (Ekzantem)
  • İyileşme dönemi

Kuluçka süresi 6-21 gündür. Solunum yolu mukozası veya konjuktivalardan virüsün vücuda girmesiyle süreç başlar. Virüs burada çoğaldıktan sonra bölgesel lenf düğümlerine ve sonrasında kan yoluyla vücuda yayılır. Birinci virüs yayılımından sonra vücudun birçok bölgesinde çoğalır ve kan yoluyla ikinci yayılım başlar. Sonra ateş, halsizlik, iştahsızlık, takiben konjuktivit, soğuk algınlığı ve öksürük semptomlarının başladığı prodromal evre dönemi gelişir. Deri döküntüleri başlamadan 48 saat önce “enantem” denilen koplik lekeleri görülür. Bunlar, 1-3 mm beyazımsı, grimsi veya mavimsi tabanı olan kabarıklıklar olup, tipik olarak azı dişlerin karşısında yanak mukozasında görülür ve bazen tüm yanak veya dudak mukozasına hatta sert ve yumuşak damağa kadar yayılabilir. Genellikle 12-72 saat sürer, deri döküntüleri ortaya çıkınca kaybolur. Tanıda önemli olmakla beraber, her hastada görülmeyebilir. Ateşin başlamasından 2-4 gün sonra ise deride döküntüler başlar. Klasik olarak yüzde başlayan, boyun, üst gövde, alt gövde ve kol-bacakları içine alan eritematöz makülopapüler (kırmızı plaklar şeklinde) sonra beyazlayan döküntüler oluşur. Avuç içleri ve ayak tabanlarında nadiren görülür. Deri döküntülerinin görüldüğü dönemde ayrıca, lenf düğümlerinde büyüme, yüksek ateş, farenjit ve konjuktivit görülebilir. Klinik iyileşme tipik olarak döküntünün ortaya çıkmasından 48 saat sonra başlar. Üç ile dört gün sonra döküntüler kahverengimsi hale dönüşür ve solmaya başlar, pul pul dökülmeler görülür. Döküntü genellikle 6-7 gün sürer ve başladığı sırayla kaybolur. Kızamığın üçüncü veya dördüncü günden sonra ateşin devamı ve klinik kötüleşme komplikasyonun göstergesidir.

Kızamık olgularının yaklaşık yüzde 30’unda komplikasyon dediğimiz istenmeyen bir durum görülebilir. İshal en yaygın komplikasyondur. En sık ölüm nedenleri ise zatürre gibi solunum yolu komplikasyonları ve ensefalittir. Çocuk ve genç erişkinlerde yüzde 5-10 orta kulak iltihabı görülür. Kızamığa bağlı ölüm oranlarının yüzde 4-10 olduğu düşük gelirli bölgelerde komplikasyon görülme oranı daha yüksektir. Ölümlerin en sık nedeni olan komplikasyon zatürredir. Beş yaş altında ve 20 yaşından büyük olanlarda daha sık olarak zatürre görülür.

Kızamık genellikle kimlerde görülür?

Kızamık, dünya genelinde hala görülmekte ve özellikle 5 yaş ve altındaki çocuklarda önemli bir ölüm nedeni olmaya devam etmektedir. Sürveyans sistemlerinin standart olmaması ve eksik bildirimler nedeniyle dünyadaki gerçek insidansı (olgu sayısı) bilmek mümkün değildir. Aşılardan önce her yıl iki milyondan fazla ölüm gerçekleşmekteydi. Ancak aşı sayesinde 1960’lı yılların başından itibaren kızamığın görülme ve öldürme oranları düşmüş, dağılımı değişmiştir. Kızamık özellikle aşılama oranlarının düşük olduğu ve gelir düzeylerinin kötü olduğu bölgelerde görülmektedir. Geliri yüksek ülkelerde ise aşılama oranlarının düşmesi, hasta kişilerin bölgelere gelmesi veya ilk olguların görülmesi ile kızamığın görülme oranları artış göstermektedir. Çünkü kızamık adeta toplumda bağışık olmayan kişileri seçer ve hastalandırır. Henüz aşılama yaşına gelmemiş küçük bebekler, herhangi bir nedenle aşılanamayanlar veya bağışıklık sistemleri nedeniyle aşılansa bile koruyuculuk sağlanamayanlarda kızamık görülmektedir. Ayrıca hastalığın endemik olduğu bölgelere gitmek veya bu bölgelerden gelen kişilerle temas hastalık için risk oluşturmaktadır.

Kızamık hastalığının nedenleri ve risk faktörleri nelerdir? Kızamık nasıl bulaşır?

Kızamık çok bulaşıcı bir hastalıktır. Kızamığa maruz kalan duyarlı bir kişide hastalık atak oranı yüzde 90’dır. Kızamık, kişiden kişiye temas ve solunum yoluyla bulaşmaktadır. Solunum sekresyonlarından enfeksiyöz damlacıklar havada 2 saate kadar kalabilmektedir. Bu yüzden kişiden kişiye doğrudan temas olmasa bile toplu alanlarda da hastalık bulaşabilmektedir. Örneğin havaalanları ve uçak yolculuklarında da kızamık rahatlıkla bulaşabilmektedir. Ayrıca okullar ve kalabalık gruplarda salgınlara neden olabilir.

Kızamık hastalığının tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Hastalığa özgü tanı, döküntülerin ortaya çıkmasından sonra 28 gün kanda bulunan IgM antikorlarının pozitifliği ile veya virüs izolasyonu veya PCR pozitifliği veya 2-4 hafta arayla alınan kan örneklerinde kızamığa özgü IgG antikorlarının tiresinde en az dört kat artışın gösterilmesi ile konulmaktadır.

Kızamık önlenebilir mi?

Doğal kızamık enfeksiyonunun ömür boyu bağışıklık sağladığı bilinmektedir. Aşı ile sağlanan bağışıklık da oldukça koruyucudur. Hollanda’da yapılan bir çalışmada salgın sırasında aşılanmamış bireylerin aşılanmışlara göre 224 kat daha duyarlı olduğu gösterilmiştir.

Toplumda devam eden kızamık bulaşma riskini durdurmak için toplum nüfusunun yüzde 95’in üzerinde bağışıklığına gereksinim vardır. Ancak, iki doz aşı ile koruyuculuk sağlanmaktadır. Dünyada 2000-2019 yılları arasında global aşı kapsayıcılığı yüzde 18’den yüzde 71’e çıkmıştır. Yani yüzde 86’lık bir artışla, iki doz aşı yapan ülke sayısı 95’ten 177’ye çıkmıştır. Aşılanma oranlarındaki artışa paralel olarak 2000-2016 arasında yıllık kızamık bildirimi yüzde 87 azalmıştır. Milyon kişi başına 145 olgudan 19 olguya düşme başarısı sağlanmıştır. Kızamığa bağlı ölüm sayısı yıllık 550.000’den 89.780’düşerek, yüzde 84 azalma kaydedilmiştir. Bu süre zarfında 20,4 milyon ölüm engellenmiştir. 2016 yılı ilk defa kızamıktan ölenlerin sayısının 100.000’in altına düştüğü yıl olarak kaydedilmiştir. Ancak 2018 yılında ölüm sayısı tekrar 140.000 olmuş, ne yazık ki 2019 yılında ölüm sayısı son 20 yılın en yüksek değeri olan 207.000’in üzerine çıkmıştır. Ölümlerdeki artışın tek nedeni aşılama programlarının aksamasıdır. Sonuç olarak 2016-2019 yılları arasında kızamık olgularında %556 artış saptanmış olup, 132.490’dan 869.770’e çıkmıştır. Ne yazık ki Ocak 2020’de başlayan COVID-19 pandemisi ile çok büyük oranda çocuğa en az bir kızamık aşısı dozu yapılamamıştır. Sadece 2021 yılında yaklaşık 40 milyon çocuğun bir aşıyı kaçırdığı ve dünya çapında tahminen 9 milyon kızamık olgusu ve 128.000 ölüm meydana geldiği bildirilmiştir. Yaklaşık 22 ülkede salgın yaşanmıştır.

Kızamık aşısı ne zaman yapılmalı? Yenidoğan bebeklere kızamık aşısı yapılır mı?

Kızamık aşısı, ülkemizde KKK aşısı 12. ayda ve ilköğretim birinci sınıfta uygulanmaktaydı. Sağlık Bakanlığı 01 Temmuz 2020 tarihinden itibaren aşı takviminde değişiklik yaptı. 01 Temmuz 2016’dan önce doğmuş ve halen ilköğretime başlamamış çocukların ikinci doz KKK aşıları 2020-2023 arasında okullarda yapılması planladı. Bu tarihten sonra doğan bebekler dahil tüm çocuklara ulusal aşı takvimi gereği artık 12. ayda ve 4 yaşında (48. Ay) aşı uygulanmaktadır. Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu önerileri doğrultusunda salgın olan bölgelerde 9-11 ayda ilave doz yapılması, bu dozdan sonra ise en erken bir ay sonra ilk dozun yapılması önerilmektedir. Yani rutin olarak iki doz aşı 12. ayda ve 48. ayda uygulanmaktadır.

Olası ve/veya kesin kızamık olgusu ile teması olan 6-11 ay arasındaki çocuklara uygulanan doz, rutin aşı şeması içerisindeki doz yerine geçmediğinden bebek 12 ayı doldurduktan sonra doz tekrarlanmalıdır. Bu iki aşı arasında en az dört hafta olmalıdır.

Ülkemizde kızamık aşısı “KKK aşısı” olarak bilinen Kızamık-Kızamıkçık ve Kabakulak kombine aşısı olarak uygulanmaktadır.

Hamilelikte kızamık olmanın riskleri nelerdir?

Hamilelik sırasında kadınlar kızamık geçirirse hem anne hem de bebek için komplikasyon riski artmaktadır. Anne ve bebekte yaklaşık yüzde 60’a yakın komplikasyon gelişebilmekte ve annelerin yüzde 12’si kaybedilmektedir. Düşük doğum ağırlığı, düşük, erken doğum, rahim içinde bebek ölümü ve anne ölümü riski önemli ölçüde artmıştır.

Doğum sırasındaki anne kızamık virüsü enfeksiyonu her zaman yenidoğan enfeksiyonuna neden olmayabilir. Doğumsal kızamık, doğumdan sonraki 10 gün içinde kızamık döküntüsünün ortaya çıkması olarak tanımlanmaktadır. Doğum sonrası edinilen kızamık ise doğumdan sonraki 14 ila 30 gün içinde kızamık döküntüsünün ortaya çıkması olarak bilinmektedir. Hafif ila şiddetli hastalık arasında değişen bir hastalık yelpazesi görülmektedir.

Gebelikten önce kızamık testinin önemi nedir?

Gebelik döneminde kızamık ve kızamıkçık gibi viral hastalıklar hem annenin hem de bebeğin sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle doğurganlık çağındaki kadınların en az iki doz KKK aşısını yaptırıp yaptırmadığına ait kayıtlar belgelenmeli, aşı yaptırmayanlar veya hastalığı geçirdiği belgelenmeyenler gebelik öncesi dönemde aşılanmalıdır.

Gebelik dönemine kadar aşı yaptırmamış olanlara, gebelik döneminde KKK aşısı kesinlikle önerilmemektedir. Dört hafta içinde gebe kalma potansiyeli olan kadınlara da aşı uygulanmamalıdır.

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 16-08-2024