Risk faktörleri arasında genetik yatkınlık, obezite, diyabet ve sigara kullanılması gibi durumların gösterildiği pankreas kanseri, sinsice ilerleyerek hayati tehlike yaratabiliyor. Pankreas kanseri; karın ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı, idrar renginde koyulaşma, ishal ve yağlı dışkılama gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Her kanserde olduğu gibi pankreas kanserinde de erken tanı ve tedavi oldukça önem taşıyor. Pankreas kanseri cerrahisinin gelişmiş merkezlerde ve deneyimli cerrahlar tarafından yapılması gerekiyor.
Güven Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Fuat Atalay, pankreas kanseri hakkında bilgi verdi.
Pankreas, midenin altında ve arkasında yer alan bir iç salgı bezidir. Pankreasın,
Pankreas kanseri, bu salgıların yapıldığı ve nakledildiği hücrelerden gelişir. Kanser ölümleri içerisinde dördüncü sırada gelen pankreas kanseri; sindirim sistemi kanserleri içerisinde kolon kanserinden sonra ikinci sırada yer alır. Kötü bir seyir izler. Eksokrin pankreas kanserlerinin yüzde 95’ini teşkil eder.
Bu şikâyetlerle gelen bir hastada yapılan muayenede,
Mesleki olarak petrol ürünlerine ve kimyasal maddelere maruz kalan insanlarda pankreas kanserinin görülme riski yüksektir. Ayrıca kişide, uzun süren kronik pankreatitin (pankreas iltihabı) varlığı ve bu durumun tedavi edilmemesi de hastalığa yakalanma riskini artırır.
Karnın üst bölgesinde ağrısı ve sarılığı olan hastada öncelikle kan tetkikleri yapılır. Karaciğer enzimleri (ALT, AST, GGT, ALP) ve kan bilirübinlerinde yükselme tespit edilir. Serum Ca 19-9 düzeyi artar. Bundan sonra, üst karın ultrasonografik tetkiki yapılır. Safra yollarında genişleme 3 cm’den daha büyük olan tümörler saptanır. Daha sonraki aşamada safra yolları ve pankreası daha iyi gözlemlememizi sağlayan MRCP (MR-Kolanjiopankreatografi) yapılır. Kanal genişliği, kanal içinde taş veya tümör ile tıkanma sebebi belirlenir. Takibinde yapılacak tetkik ERCP’dir.
ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyo Pankreatografi), tıkanmaya neden olan tümörden biyopsi alınmasına, aynı zamanda sarılığı gidermek ve tıkanan safra yolundan bağırsağa safra akışını sağlamak için kanal içine stent konulmasına da olanak sağlar. Sarılığın artmasına engel olur. Sonrasında spiral ince kesit, abdominal ve torakal tomografi yapılmalıdır. Tomografi bize kitlenin tespit edilmesi karaciğer, akciğer ve lokal yayımlar hakkında bilgi verir. Tümörün çıkartılıp çıkartılmayacağı hakkında yol gösterir. Ayrıca, biyopsi alınarak doku tanısında yardımcı olur.
Endoskopik ultrasonografik tetkik, tümörün lokal olarak ilerlemesinin ne derecede olduğu hakkında yüzde 100 bilgi verir. Bu tetkik esnasında ayrıca ince iğne aspirasyon biyopsisi (FNA) yapılabilir.
Tomografide çıkarılabilecek (rezektabl) tümör saptanan ve sarılığı henüz çok ilerlememiş olgularda, ameliyat öncesi ERCP ve biyopsi gerekmeyebilir. Pankreas tümöründe CT (tomografi) veya USG (Ultrasonografi) eşliğinde yapılan biyopside düşük olsa da tümörün karna veya iğnenin giriş çıkış yolu boyunca yayılma riski vardır. Endosonografi ile yapılan FNA’da bu risk daha düşüktür.
K-Ras veya P53 gen mutasyonu gibi genetik çalışmalar özellikle küçük pankreas tümörlerinde yapılabilmektedir. Yüzde 4-20 hastada pankreas kanseri ailevi seyreder.
Eğer uzak organ metastazı (yayılımı) varsa, (periton, omentum karaciğer ve pankreas lojundan daha uzaklarda lenf bezlerinde büyüme veya karın dışında başka bir yerde tümör mevcudiyeti) tümör çıkarılamaz.
Tümörün lokal olarak bölgesinde ilerlemiş olması, superior mezenterik arteri (SMA) 180 dereceden fazla sarması, çölyak arter superior mezenterik ven (SMV) ve portal vende tıkanıklık yapmış olması, SMA ve SMV’nin ince bağırsağa giden ilk dalının tümör ile tutulması lokal olarak çıkarılmama kriteridir.
Uzak organ yayılımı olmayan lokal ileri pankreas kanserlerinden öncelikle kemoterapi ve/veya radyokemoterapi uygulanır. Ameliyat öncesi uygulanan bu tedavi (Noadjuvan) tümörlerin küçülerek çıkarılmasına ve daha fazla yayılmasına engel olur.
Hastada periton metastaz mevcudiyeti, tomografide çok iyi tespit edilemez. Bunun için, eğer hastada şüpheli periton metastaz bulgusu varsa, Ca 19-9 düzeyi 1000 ü/ml’den yüksekse, diagnostik (tanısal) amaçlı laparaskopi uygulanabilir.
PET-CT evrelemede ve ayrıca uzak ufak metastazların tespitinde yardımcı olur.
Pankreas kanserinde tedavide amaç tümörün tamamen çıkarılarak hastalığın bir daha tekrarlamamasını sağlamaktır. Pankreas kanserinde küratif (hastalığı tamamen ortadan kaldıran) tek seçenek cerrahidir. En iyi şartlarda bu seçenek yüzde 29’lara kadar çıkabilmektedir. Pankreas kanserlerinde cerrahi olarak tümörün çıkarılamadığı olgularda, semptomları ortadan kaldırıcı cerrahi girişimler yapılabilmektedir (palyatif).
Küratif rezeksiyon pankreasta tümörün yerleştiği lokalizasyona bağlı olarak;
Palyatif Cerrahi:
Teknik olarak çıkarılamayan olgularda eğer hastada sarılık mevcutsa, safra kanalı ile bağırsak arasında bir geçiş (anostomoz) temin edilebilir. Hastada sarılığın uzun süre devam etmesi, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını bozarak hastayı çok kısa sürede ölüme götürür. Bunun için hastada sarılığı ortadan kaldırmak amacıyla, geçici olarak safra kanalı ile onikiparmak bağırsağı arasına stent konulabilir.
Aynı şekilde, eğer tümör onikiparmak bağırsağı veya ince bağırsağın üst kısmını tıkayıp mideden gıdaların geçişini engel teşkil ediyorsa, mide ile ince bağırsak arasında geçiş (anostomos) temin edilir. Böylece hastanın beslenmesi sağlanır. Tümörün yerinde kaldığı bu işlem, uygun vakalarda tümör içinden bağırsağa stent konularak da yapılabilir. Sarılık ve kusma ortadan kaldırılarak hastanın karaciğer böbrek yetmezliğinden ve beslenme bozukluğundan kaybı önlenmiş olur.
Pankreas Kanserinde Kemoterapi:
Pankreas kanserli olgularda dışarıdan kemoterapötik (kanser ilacı) vermek, kan yoluyla bu ilaçların tüm vücudu dolaşarak lokal olarak yerleşmiş olan kanser dokusu haricinde varsa, vücuda yayılmış tüm kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasına olanak sağlar. Bu işlem, ameliyat öncesi ve sonrası yapılabilmektedir. Medikal Onkoloji Bölümlerinde ilgili uzmanlarca uygulanmaktadır.
Pankreas Kanserinde Radyoterapi:
Rdyoterapi pankreas kanserlerinde ameliyat öncesi ve/veya sonrası dönemde yalnız ve/veya kemoterapi ile uygulanmaktadır. Hatta radyoterapi uygun ameliyathane koşullarında ameliyat sırasında da uygulanabilmektedir.
Pankreas Kanserinde Lokal Ablatif Teknikler:
Lokal olarak çıkarılamayan tümörlerde, özellikle endokrin pankreas kanserlerinde tümörün bizzat içine girerek özel bir iğne ile ortadan kaldırmaya yarayan radyofrekans ablasyonu, ısıtarak mikrodalga termoterapi, dondurarak krioterapi, yine nanoknife yöntemi ile elektriksel yakma işlemi yapılabilmektedir.
Pankreas Kanserinde immünoterapi, tedavi edici kanser aşıları, bağışıklık sisteminden olan işaretlenmiş T hücreler ile yapılan hücre tedavileri gibi ileri tedavi teknikleri, klinik çalışmalarda denenmektedir. Fakat henüz kullanım onayı alınmamıştır. Lokal ileri pankreas kanserlerinde pankreas gövdesinin hemen arkasında çölyak pleksus dediğimiz karın içi organlara giden ve gelen sinirlerin oluşturduğu sinir ağ tabakası yayılıma uğrarsa sırta bele vuran çok şiddetli ağrı mevcut olabilir. Bu ağrı mevcudiyetinde algologlar tarafından sinire blokaj tedavileri de uygulanabilmektedir.
Pankreas kanseri sinsi ve ölümcül seyretmektedir. Klinik olarak gastroenterolog, cerrah, patolog, radyolog, intervansiyonel radyolog, medikal onkolog, radyasyon onkoloğu, beslenme uzmanı, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı, algolog ve yoğun bakım uzmanlarının olduğu kişiler tarafından multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilmelidir. Pankreas kanseri cerrahisi, gelişmiş merkezlerde deneyimli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.