Çok sayıda gebelik ve doğum, uzun süreli kabızlık, kronik öksürük, ağır yük kaldırma, erken menopoz ve genetik faktörlerin yanı sıra sadece yaşın ilerlemesi de kadınların yaşam kalitelerini oldukça düşüren pelvik taban fonksiyon bozukluklarına yol açabiliyor. Aslında oldukça önemli bir sağlık sorunu olan pelvik taban fonksiyon bozuklukları, toplumda yaş ilerledikçe ortaya çıkması normal bir durum olarak görülüyor ve tedavisi ihmal edilebiliyor. Oysaki bu alanda uzman hekimler tarafından uygulanacak medikal, cerrahi veya sadece destek tedavilerden başarılı sonuçlar elde ediliyor. Güven Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ömer Lütfi Tapısız, pelvik taban, pelvik taban fonksiyon bozuklukları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Leğen kemiğinin (pelvis) iç kısmını örten ve leğen kemiği içinde bulunan idrar torbası (mesane), rahim, yumurtalık ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektumun normal görevlerini yapabilmesi için bir hamak gibi destek oluşturan kas ve bağ dokusundan oluşan tabakaya pelvik taban denir.
Pelvik tabanın kas ve bağ dokusunda zamanla oluşan zayıflamaya bağlı olarak; idrar kesesine, rahime ve bağırsaklara olan desteği azalır. Bunun sonucunda da bu organlarla birlikte pelvik taban aşağı doğru iner veya sarkar. Pelvik tabandaki kaslarda zayıflamaya bağlı kasılma bozuklukları başlar ve fonksiyon kayıpları gelişir. Bunlara bağlı olarak “pelvik taban fonksiyon bozuklukları” olarak adlandırılan durum ve buna bağlı hastalıklar görülür.
Doğum yapmış kadınların yüzde 50’sinde pelvik taban desteğinde azalma ve buna bağlı pelvik organlarda sarkma görülebilmektedir. Her dokuz kadından biri hayatları boyunca bu neden ile cerrahiye ihtiyaç duymaktadır.
Pelvik taban fonksiyon bozuklukları nedenden bağımsız yaş alma ile görülebileceği gibi, aşağıda belirtilen bazı nedenlere bağlı da oluşabilmektedir.
Pelvik Taban Fonksiyon Bozukluğu Nedenleri:
Pelvik taban desteği ve fonksiyonlarındaki kayıplara bağlı olarak bu bölgedeki organların işlevlerinde bozulmalar ve işeme, defekasyon yani gaita yapma ve/veya cinsel fonksiyonlar ile ilgili ciddi bozukluklar gelişebilir. Hastalarda uzun süre ayakta kalma sonrası vajenlerinden aşağı doğru sarkan ve ele gelen kitle varlığı şikayeti olabilir. Hızlı bir şekilde önlem alınmaz ise bu şikayet dinlenme halinde de ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bu istenmeyen bulguya sıklıkla pelvik (alt bölge) ağrı da eşlik etmektedir. Bu temel şikayetlere ek olarak görülebilecek şikayetler şu şekilde sıralanabilir:
Pelvik taban fonksiyon bozuklukları ve yol açtığı hastalıklar oldukça ihmal edilmektedir. Hastalar sıklıkla mahrem bölgeleri için hissettikleri utanma hissi nedeniyle hekime başvuruyu geciktirmektedir. Hayat kalitesini bozan bu durumun belirlenebilmesi için hastaların konu ile ilgili farkındalığının olması ve alanında tecrübeli bir hekime başvurmaları gerekmektedir. Sonrasında detaylı bir öykü ve fizik muayene ile rahatlıkla tanı konulabilmektedir. Fonksiyon bozukluğunun derecesinin belirlenmesi ve organ fonksiyonlarının değerlendirilmesi için ek tetkik ve görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir.
Pelvik taban fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ilk yapılması gereken; hayat tarzı değişiklikleri, pelvik taban kas ve bağ dokusunu güçlendirmeye yönelik medikal tedavi (lokal östrojen tedavisi gibi) ve Kegel egzersizleri gibi cerrahi dışı yaklaşımlar olmalıdır. Anatomik defekt çok ilerlemiş hastalarda ise direkt cerrahi onarım yapmak gerekir. Aynı şekilde cerrahi dışı tedavilerden istenilen sonuç elde edilemeyen hastalarda en uygun cerrahi tedavi planlanmalıdır.
Pelvik taban fonksiyon bozukluklarının tedavisinde cerrahi yöntemler tercih edilecekse hastaya en uygun yöntemin belirlenmesi önem taşımaktadır. Uygun vakalarda, hasta konforunu artıran minimal invaziv cerrahi yöntemler tercih edilebilir. Hastaya ve hastalığın seviyesine bağlı olarak cerrahi; vajinal ve/veya karından laparoskopik yani kapalı ameliyat olarak yapılabilecektir. İşlem minimal invaziv yani kapalı cerrahi yöntemlerle yapılırsa hastalar, iş ve sosyal hayatlarına yaklaşık 15 gün içinde geri dönebilirler.
Cerrahi sonrası karın içi basıncının ciddi bir şekilde artmasına neden olan; ağır yük kaldırmak, kabızlık, sigara kullanımı ve buna bağlı oluşabilecek kronik öksürük gibi durumlardan kaçınmak önemlidir. Yine vajinal yolla yapılan işlemlerden sonra yara yeri iyileşmesine yönelik 2 aylık cinsel perhiz uygulaması gerekebilecektir.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.