Kadınlarda en sık görülen dördüncü kanser türü olan rahim ağzı kanseri, ciddi bir toplum sağlığı problemidir. Yüksek riskli HPV (Human Papilloma Virüsü) ise rahim ağzı kanserinin en büyük nedenidir. Cinsel ilişki sonrası ve adetten bağımsız vajinal kanamalar, kanlı ve kötü kokulu akıntılar, cinsel ilişki sırasında ağrı rahim ağzı kanserinin erken dönemde görülen belirtilerindendir.
Güven Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Tapısız, rahim ağzı kanseri hakkında bilgi verdi.
Rahim ağzı kanseri ya da tıbbi adıyla serviks kanseri; rahmin serviks adı verilen vajina ile bağlandığı alt bölümdeki boyun şeklindeki kısmının kanseridir. Ciddi bir toplum sağlığı problemidir ve özellikle gelişmemiş ülkelerde kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanserdir. Bir kadının hayatı boyunca rahim ağzı kanserine yakalanma riski yaklaşık 1/120’dir. Gelişmiş ülkelerde uygulanan toplumdaki tüm kadınları kapsayan tarama programları ve kanserin temel nedeni olan Human Papilloma Virüsü’ne (HPV) karşı oluşturulan aşı uygulamaları neticesinde bu ülkelerde görülme sıklığı belirgin oranda düşmüştür. Rahim ağzı yani serviks kanserinin yıllar alan bir kanser öncesi yani prekanseröz dönemi olduğu için düzgün tarama programları ile hastalar kanserleşme gerçekleşmeden tespit edilebilmektedir.
Rahim ağzı kanseri için en büyük risk faktörü yüksek riskli HPV’ler (HPV Tip 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 66 ve 68), özellikle de HPV Tip 16 ve/veya Tip 18 ile enfeksiyondur. Serviks kanseri olgularında HPV enfeksiyonu görülme sıklığı yüzde 99,7 olarak raporlanmıştır. Bu bağlamda görüldüğü üzere rahim ağzı kanserinin gelişmesi için en önemli neden yüksek riskli HPV’ler ile enfeksiyondur. Bunun yanında serviks kanserine yatkınlığa neden olan başka faktörler de bulunmaktadır. Bunlar;
HPV enfeksiyonu ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız;
Bunların yanında normalde olmayan yeni ortaya çıkan, cinsel ilişki sırasında ağrı da gözlemlenebilir.
Kanserin geç dönemlerinde ise kanserin çevre dokulara yayılması nedeniyle;
Rahim ağzı kanseri için en önemli neden, yukarıda da belirtildiği üzere kişinin yüksek riskli HPV tipleriyle enfekte olmasıdır. Bağışıklık sistemiyle ilgili bir sıkıntısı olmayan bireylerin yaklaşık yüzde 90’ı HPV enfeksiyonunu iki yıl içerisinde yenebilmektedir. Bu enfeksiyonu yenemeyen bireylerde ise virüs serviks hücrelerinde yaşamaya başlamakta ve kanser öncesi yani prekanseröz süreç başlamaktadır. Tarama programları ile hastalar bu süreçte tespit edilebilmekte ve uygun algoritmalar çerçevesinde hastaların takip ve tedavileri planlanabilmektedir.
Rahim ağzı kanseri tanısı da diğer kanserlerde olduğu gibi doku tanısı ile yani biyopsi alınıp patolojik inceleme neticesinde konulur. Eğer serviks yani rahim ağzında şüpheli bir lezyon varsa ek bir incelemeye gerek kalmadan bu bölgeden biyopsi alınarak tanı konulabilir. Bunun yanında serviks kanseri tarama programlarında saptanan bulgular neticesinde daha detaylı incelemelerle alınan biyopsiler (kolposkopik biyopsi, Leep biyopsi, konizasyon vb.) ile yine tanı konulabilmektedir.
Serviks kanseri taramasında yıllardır kullanılan yöntem, rahim ağzından dökülen hücrelerin incelenmesine olanak sağlayan ‘’Pap Smear’’ testidir. Bu test ilk olarak 1940 yılında Dr. George Papanicolaou'nun vajinal smear ile servikal kansere tanı konabileceğini ileri sürmesiyle ortaya çıkmış ve sonrasında yıllarca başarıyla uygulanmıştır. İlerleyen zamanlarda serviks kanserine, yüzde 99’un üstünde HPV enfeksiyonunun neden olduğu gerçeği belirlenince yakın dönemde yüksek riskli HPV’lerin taranması yöntemiyle de serviks kanseri taraması yapılabilmektedir.
Günümüzde gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde HPV DNA’nın taranması bazlı tarama programları uygulanmaktadır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığının oluşturduğu 30-65 yaş arası kadınlarımızın taranmasına yönelik ulusal tarama programımız bulunmaktadır. Yüksek riskli HPV DNA’sı negatif çıkan bir birey için ek bir risk faktörü bulunmuyorsa 5 yılda bir taranma yapılması yeterli olacaktır. Yüksek riskli HPV DNA pozitifliği ve/veya servikal Pap smearda prekanseröz hücre anormalliği saptanan hastaların konusunda deneyimli bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından takip ve tedavisi önem arz etmektedir.
PAP Smear ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız;
https://www.guven.com.tr/saglik-rehberi/rahim-agzi-kanseri-taramasinin-onemi-ve-pap-smear
Rahim ağzı kanseri tarama programlarının yaygınlığının artması sayesinde rahim ağzı kanseri sıklıkla erken evrede tanı almaktadır.
Erken evre yani Evre 1’de uygun tedavi algoritmalarının uygulanması ile beş yıllık sağ kalım yaklaşık yüzde 80-95 arasındadır.
Erken evre rahim ağzı kanserlerinde (Evre 1-2a) sıklıkla birincil tedavi yöntemi olarak cerrahi ön plana çıkmaktadır. Günümüzde, çocuk doğurma isteği olan ve seçilmiş olgularda sadece serviksin bütününün veya bir kısmının çıkarılmasıyla yapılan rahmin korunduğu cerrahi yöntemler de mevcuttur. Bu cerrahiler öncesi hasta, konusunda deneyimli bir kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve detaylı bilgilendirmeler sonrasında tedaviye geçilmelidir.
Yukarıda da belirtildiği üzere rahim ağzı kanserinin yüzde 99,7’si HPV enfeksiyonları nedeniyle oluşmaktadır. Bu bağlamda cilt-cilde ve/veya cilt-mukoza teması ile bulaşan bu enfeksiyonun bulaşının önlenmesiyle rahim ağzı kanseri gelişmesi de önlenecektir.
Bunun yanında günümüzde içerdiği HPV tiplerine karşı yüzde 100’e yakın bir koruma sağlayan HPV aşıları da mevcuttur. Günümüzde rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık yüzde 70 sebebi olan HPV Tip 16 ve 18’i içeren ikili, dörtlü ve dokuzlu aşılar mevcuttur. HPV aşılarının cinselliğe başlanmadan, immün yanıtın en yüksek olduğu 9-15 özellikle de 11-12 yaş aralığında yapılması önerilmektedir. Bu dönemde hasta aşılanmadıysa 26 yaşına kadar üç doz şeklinde yakalama (catch-up) dozları yapılmaktadır. Aynı zamanda bugünkü kanıtlar dâhilinde 45 yaşına kadar isteyen tüm kadınların aşı yaptırmasının faydalı olacağı bilgisi de mevcuttur.
Yukarıda bahsi geçen hususlara dikkat edilir ve tarama programlarına harfiyen uyulursa rahim ağzı yani serviks kanserinden büyük ölçüde korunmak mümkün. Bu bağlamda “Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir” demek doğru olacaktır.
Konu ile ilgili farkındalığın artması ve kadınlarımızın bilinçlenerek hareket etmesi için Ocak Ayı ‘’Rahim Ağzı Kanseri Farkındalığı’’ ayı olarak benimsenmiştir. Farkındalığın ve bilinçlenmenin artması için bu yolda hep birlikte, el ele yürümeye devam edeceğiz…
Unutulmamalıdır ki “FARKINDALIK HAYAT KURTARIR”.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.