Tiroid bezi içerisinde kitle veya yumru olması durumu olarak tanımlanan tiroid nodülü, sıklıkla iyot eksikliği nedeniyle oluşuyor. Küçük tiroid nodülleri belirti vermezken büyük nodüller ses kısıklığına ya da kalınlaşmasına, nefes darlığına ve yutma güçlüğüne neden olabiliyor. Kanser riski taşıyan tiroid nodüllerinin takip ve tedavi edilmesi hastalığın seyri açısından oldukça önem taşıyor.
Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Alptekin Gürsoy, tiroid nodülleri hakkında bilgi verdi.
Tiroid nodülü; tiroid bezinde belirgin yer kaplayan, çevresindeki normal tiroid dokusundan kıvam olarak farklı, küresel veya oval şekilli dokuya verilen isimdir. Nodül, tiroid bezi içerisinde normalde olmaması gereken kitle veya yumru olarak adlandırılabilir. Tiroid bezi içerisinde nodül varlığında hastalık, nodüler guatr olarak isimlendirilir. Tiroid nodüllerinin boyutları birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişkenlik gösterebilir. Tiroid nodülü, toplumda en sık rastlanan tiroid bezine ait hastalık grubunu oluşturur.
Tiroid nodüllerinin oluşumunda en önemli faktör iyot eksikliğidir. Ülkemiz gibi iyot eksikliği olan bölgelerde tiroid nodüllerinin görülme sıklığı belirgin olarak artmıştır. Türkiye genelinde yapılan ultrason taramalarında erişkin toplumun yarısına yakınında nodüler guatr tespit edilmiştir. İyot yetersizliği dışında doğal guatrojenleri gibi bazı çevresel faktörler de tiroid nodüllerinin gelişiminde önemlidir. Ayrıca genetik (ailesel) bazı faktörlerin de tiroid nodüllerin oluşumunda önemli olduğunu biliyoruz.
Nodüler guatrı olan hastaların çoğunda sıklıkla bir şikâyet yoktur. Çoğu hastada nodüller, diğer nedenlerle doktora başvuru sırasında saptanır. Yapılan fizik muayenede veya tiroid dışı nedenler için yapılan görüntülemelerde rastlantısal olarak bulunur.
Tiroid bezi içerisindeki nodül çoğunlukla dışarıdan fark edilmez. Az sayıda hasta kendisinin veya çevresindeki kişilerin boynunda fark ettiği şişlik nedeniyle doktora başvurur. Ayrıca nadir olarak hastalar, nodülden kaynaklı aşırı hormon salgılanmasına ait şikâyetler (hipertiroidizm) nedeniyle doktora başvurabilir. Çok az olguda, çevre yapılara bası şikâyetleri nedeniyle hekime başvurulur. Nadir de olsa nodül içine kanama olursa boyunda ağrı şikayeti olabilir. Rastlantısal olarak nodülü saptanan hastalarda, ‘’Benim guatr şikâyetim yok. Bu yüzden daha ileri incelemeye gerek yoktur.” şeklindeki düşünce tamamen yanlıştır. Bu hastalarda da nodül şikayetiyle başvuran hastalarda olduğu gibi benzer riskler mevcuttur.
Tiroid nodülünün hasta için 4 temel riski vardır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Tiroid bezi içerisindeki nodüller yapılarına göre üç ana başlık altında toplanabilir:
Öncelikle elle fizik muayenesi ve kan testi yapılır. Sonrasında da nodüller ultrasonla incelenir. Ayrıca ultrason ile yapılan incelemede nodüller, ultrason görüntülerine göre; hipoekoik, isoekoik, mikst ve kistik nodüller olarak tanımlanabilir. Tiroid sintigrafik görünümlerine göre nodüller; soğuk nodüller, sıcak nodüller ve ılık nodüller olarak da adlandırılır.
Hashimoto ve Graves hastalığı gibi durumlarda tiroid ultrasonunda kronik iltihabi sürece bağlı olarak bezin yapısında granüllü, kaba bir görünüm olabilir. Bu yapılanma ultrason görünümünde bez içerisinde sanki bir nodül varmış gibi yalancı nodül (psödo-nodül) görüntüsü verebilir. Eğer tiroid ultrasonu deneyimli biri tarafından yapılmıyorsa tiroid bezi içerisinde kronik tiroidite ait psödo-nodül görüntüsü aldatıcı olabilir.
Tiroid fonksiyon testleri normal olan nodüler guatr hastalarında sıklıkla sintigrafik incelemeye ihtiyaç yoktur. Sintigrafik inceleme sıklıkla tiroid fonksiyon testlerinde hormon fazlalığı (hipertiroidizm) olan hastalara yapılmaktadır.
Tiroid nodüllerinin değerlendirilmesinde en önemli basamak, tiroid nodülüne ait kanser olasılığının dışlanmasıdır. İnce iğne aspirasyon biyopsisi yapılmadan sadece ultrason veya sintigrafi gibi yöntemlerle bir nodülün iyi huylu olduğuna ait değerlendirme yapmak uygun değildir. Genellikle tiroid bezi nodüllerinin ortalama yüzde 5’nin kanser olduğu bilindiği için nodül boyutu 10 mm ve üzerindeki tüm hastalara biyopsi yapılmalıdır. Şüphe duyulan hastalarda daha küçük nodüllere de biyopsi yapılabilir.
Tiroid bezi içerisindeki nodülde;
Tiroid kanseri riski;
Tiroid nodülü tedavisinin nasıl yapılacağı konusunda, nodülden yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisinin patoloji sonucu çok büyük önem taşır.
Patoloji sonucu 6 başlık altında raporlanır.
Hipertiroidi (toksik nodül) varlığında radyoaktif iyot tedavisi iyi bir tedavi alternatifi olabilir. Günümüz şartlarında radyoaktif iyot tedavisi, cerrahiye göre birçok hastada daha sık tercih edilecek bir tedavi alternatifidir. Böyle bir durumda hastanın hekimiyle bu tedavi alternatifini tartışması uygun olacaktır.
Kanser olmayan iyi huylu nodüllerin sadece takip edilmesi yeterlidir. Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisiyle iyi huylu olduğu doğrulan bir nodülün, ultrasonografideki riskine bağlı olarak 6-24 ay aralıkla yapılan tiroid ultrasonuyla takibi yapılmalıdır. Tiroid nodülünde büyüme saptanırsa tekrar biyopsi gerekebilir. Bazen biyopsi sonucu iyi huylu olsa bile nodülde büyümenin devam ettiği ve/veya klinik olarak kanser şüphesinin yükseldiği durumlarda cerrahi yapılabilir. Ayrıca tiroid bezi içerisinde çok sayıda nodülleri (multinodüler guatr) olan, biyopsi almanın mümkün olmadığı veya göğüs kafesi içerisine uzanım gösteren (retrosternal) nodüler guatr hastalarında da cerrahi girişim yapılabilir.
Daha önceki yıllarda tiroid nodüllerini küçültmeye yönelik tiroid hormonu supresyon (baskılama) tedavisi hekimler tarafından sık kullanılan bir yöntemdi. Ancak son yapılan çalışmalarda baskılama tedavisinin çok da etkili olmadığı bildirilmiştir. Ayrıca tiroid hormonu baskılama tedavisinin özellikle menopoz sonrası kadın hastalarda kemik yapısı üzerine olumsuz etkisi olduğu saptanmış ve kalp ritim sorunlarına yol açtığı belirlenmiştir. Bu nedenle nodüler guatr hastalarında tiroid hormonu ile baskılama tedavisi artık çok tercih edilmemektedir. Çok yaygın kullanımı olmamakla birlikte nodüler guatr olan seçilmiş hastalarda radyoaktif iyot tedavisi, nodül içerisine alkol injeksiyonları, lazer tedavisi, yüksek yoğunlukta odaklanmış ultrasonik ses dalgası tedavisi ve radyofrekans ablasyon tedavisi gibi uygulamalar da mevcuttur ve seçilmiş olgularda iyi sonuçlar alınmaktadır.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.