Topuk dikeni, ayak tabanında ağrıya neden olan ve yaşam kalitesini düşüren bir rahatsızlıktır.
Topuk dikeninin en sık gözlenen belirtisi ağrıdır. Topuk dikeninde sabah uyanıldığında topukta ağrı hissedilir ve biraz yürüyüp ayak tabanındaki zar esnedikçe ağrı azalmaya başlar.
Topuk dikeninin tedavisi için rahatsızlığın doğru tespiti oldukça önemlidir. Çünkü her topuk ağrısı, topuk dikeninden kaynaklanmayabilir. Yalın ayak dolaşmamak, ince tabanlı terlik ve ayakkabılar tercih etmemek, ortopedik terlik giymek, destekleyici silikon topukluklar kullanmak, hekimin yazdığı jel ve kremleri 3-4 hafta kullanmak topuk dikeni tedavisinde önemlidir. Ayrıca topuk dikeni tedavisinde steroid enjeksiyon, PRP ve yeni bir yöntem olan radyofrekans tedavisi de etkilidir. Topuk dikeni tedavisinin ihmal edilmesi veya hiçbir yöntemle topuk dikeninin iyileşmemesi durumunda cerrahi müdahale gerekebilir.
Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Ayak Sağlığı ve Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Zafer Atbaşı, topuk dikeni hakkında bilgi verdi.
Topuk dikeni, plantar fasiyanın (ayak tabanını gerdiren zar) topuk kemiğinin yapıştığı yeri aşırı çekmesiyle oluşan ödemin, bir süre sonra topuk kemiğinde dikensi bir kemik çıkıntısı haline gelmesidir.
Topuk dikeni, ağrıya neden olur. Hastalar, öncelikle ağrı şikâyetiyle hekime başvurur. Topuk dikeni olan hastalarda, sabah uyanınca çok fazla topuk ağrısı olur ve bu ağrı yürüyünce geçer.
Uzun süre hareketsizlik sonrasında yaşanan ağrının nedeni ayak tabanındaki zarın kısalmasıdır. İlk basınçta, kısalan zarın topuk kemiğini çekmesiyle birlikte ağrı oluşur. Biraz yürüyüp ayak tabanındaki zar esneyip uzadıkça ağrı azalmaya başlar.
Çoğu insanın sandığı gibi ağrının nedeni topuk kemiğindeki çıkıntı değildir. “Çıkıntının tedavi edilmesi sonucunda topuk dikeni geçer” gibi bir durum söz konusu değildir. Topuk dikenindeki asıl etken, ayak tabanındaki zarın topuk kemiğini aşırı çekmesidir. Bu nedenle topuk dikeninde, ayak tabanındaki zarın esnetilmesi gereklidir. Kısaca, topuk dikeninin oluşmaması ve tedavisi için en önemli şey plantar fasiya denen zarın gevşek olmasıdır.
Hızlı kilo almak, topuk dikeninin en sık görülen nedenlerinden biridir. Ayak altına ne kadar çok yük bindirilirse ayak tabanındaki zar o kadar gerilir ve topuk dikeni gelişir. Hızlı kilo almak gibi hızlı kilo vermek de topuk dikenine neden olabilir.
Ayrıca romatizmal ve tiroid hastalıkları olanlarda “entezopati” olarak adlandırılan ağların kemiklere yapıştığı yerlerde ödem oluşması daha sık görülür. Bu nedenle de romatizmal hastalığı olan bireyler, topuk dikeni oluşumuna daha yatkındır.
Topuk dikenine neden olan diğer faktörler şunlardır:
Sert zeminde yalın ayak yürümek, topuğa yapılan basıncın artmasına yol açarak o bölgenin zedelenmesine ve ödem oluşmasına sebep olur. Ayrıca, havuz kenarında çıplak ayakla dolaşılması da topuk dikenine neden olabilir. Havuz veya tatil sonrası topuk ağrısı varsa bunun nedeni topuk dikeni olabilir.
Ancak, bütün topuk ağrıları topuk dikeni değildir. Topuk dikeni, stres kırığı ile çok karıştırılır. Özellikle yalın ayak çok uzun yürünmesi ve çok sert zeminde yürünmesi durumunda topuk kemiğinin içinde kırıklar oluşur. Ağrının, topuk dikeni ya da stres kırığı nedeniyle ortaya çıkıp çıkmadığının tespit edilmesinde ise hekim muayenesi oldukça önemlidir. “Topukta ağrı varsa topuk dikenidir” denmemeli, ağrının nedeni araştırılmalıdır.
Topuk dikeni tedavisinde öncelikle topuk dikeninin nedeni belirlenmelidir.
Topuk dikeni tedavisinde plantar fasiya zarının gevşetilmesi gerekir. Bunun için de çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Örneğin, pet şişeyi suyla doldurup ayağın altında yuvarlamak ödemi rahatlatabilir.
Ancak asıl yöntem, ayak tabanındaki zarın gevşetilmesi olduğu için; akşamları bir kovaya sıcak su koyularak cam şişeyle çok bastırmadan 15-20 dakika masaj yapılması önerilir.
Ayak tabanındaki ödemi azaltmak için hekim önerisiyle antiinflamatuar ilaçlara başvurulabilir.
Topuk dikeninin bu yöntemlerle geçmemesi durumunda ödemi azaltmak için “steroid enjeksiyon” yöntemine başvurulabilir. Ayrıca ödemin olduğu dokuyu iyileştirmesi için PRP tedavileri de bulunmaktadır.
Bu yöntemlerin hiçbiriyle geçmeyen hastalarda sıklıkla “radyofrekans” tedavisi uygulanır.
Radyofrekans tedavisinde hastanın ağrı şikâyetleri dondurulur. Oldukça başarılı sonuçlar elde edilen radyofrekans, 7-8 dakika süren ve lokal yapılan bir tedavidir. Hasta, radyofrekans tedavisiyle topuk dikeni şikâyetinden tamamen kurtulabilir.
Topuk dikeninin bu yöntemlerin hiçbiriyle tedavi edilememesi ve hastanın şikâyetlerinin geçmemesi durumunda son çare olarak cerrahi müdahaleye başvurulabilir.
Topuk dikeninin oluşmaması için;
Topuk dikeni için önlem alınmaması ve topuk dikeni tedavisinin ihmal edilmesi durumunda hasta, ayağını hiç basamaz ve yürüyemez hale gelir. Ayrıca tedavi edilmeyen topuk dikeni, cerrahi müdahaleye kadar ilerleyebilir.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.