Tüp Bebek tedavi süreçlerini detaylı inceleyebilirsiniz.
Tüp bebek tedavisinde amaç kişiye özel seçilen dozlarda uygulanacak tedavi ile yumurtalıkların kontrollü olarak uyarılması ve aşırı veya yetersiz uyarılma gibi bir komplikasyon gelişmeden yüksek kalite ve işlem için yeterli sayıda yumurta elde edilmesidir. Bu amaçla ağrısız cilt altı enjeksiyonları ile yapılan “gonadotropin”; adı verilen ilaçlar kullanılır. Yumurtaların geliştirildiği bu işleme Kontrollü OvaryanHiperstimülasyon (KOH) denilir.
Yumurtalar gelişirken kadının kendi hormonlarının olumsuz etkilerinden kaçınmak için GnRHagonist veya GnRHantagonistleri adı verilen ilaçlarla bu hormonlar baskılanabilmektedir.
Tüp bebek tedavisi öncesinde yapılacak muayene ve tetkiklerle hangi yumurta geliştirici ilacın, hangi dozda uygulanacağının belirlenmesi için oldukça önemlidir. Uygulanacak doz gelişecek yumurta sayısı kadar yumurta kalitesini belirlemektedir. Yumurta sayı ve kalitesi tüp bebek başarısını etkileyen özelliklerdir.
Yumurtalıkların uyarılması için ilaçlara genellikle adetin ikinci günü başlanılır. Tedavinin sıklıkla 4-5. gününden itibaren belli aralıklarla hasta muayeneye çağrılarak ultrason incelemesi ve hormon tetkiki yapılır. Vajinal olarak yapılan ultrasonda “folikül” adı verilen keseler takip edilir. Foliküller (yumurtalar) ultrasonda siyah yuvarlak olarak izlenir. Yumurta geliştirici ilaçlar (gonadotropinler) uygulanırken foliküllerin sayısı artmaya ve çapı büyümeye devam eder. Yumurtalar uygun büyüklüğe ulaştığında hormon tetkiki de yapılarak olgun yumurta sayısı değerlendirilir. Yumurta geliştirici ilaçların 10-12 gün uygulanmaları ile sıklıkla yeterli büyüklüğe ulaşılmış olur. Bu noktada yapılan “çatlatma iğnesi” ile yumurtaların olgunlaşması sağlanmaktadır.
Kontrollü OvaryanHiperstimülasyon (KOH) tedavisinde, yumurtalıkların uyarılması için kullanılan en etkili ilaçlar rekombinant FSH ve HMG dir.
Yumurta Toplama (OPU) işlemi, vajinal yoldan ultrason eşliğinde aspirasyon yoluyla gerçekleştirilen, genel anestezi altında yapılan bir cerrahi işlemdir. Ultrason probu ile vajinadan girilerek, bir iğne ile belirlenen olgun foliküllere girilir. Yumurtalar, foliküllerden pompa ünitesine bağlı olan iğne ile aspire edilerek alınır. Bu işlem ortalama olarak 15 dakika içerisinde tamamlanır. Kimi hastalarda işlem günü kramp şeklinde ağrı görülebilir fakat bu durum genellikle ertesi gün hafiflemektedir. Şişkinlik ve/ ve ya bası gibi hisler işlemden sonraki birkaç hafta sürebilir.
NORMAL SPERM :
Sperm hücresi 3 kısımdan meydana gelir: baş,boyun ve kuyruk. Baş genetik materyali içerir. Boyun sperm hareketi için gerekli enerjiyi sağlar. Kuyruk kısmı ise sperm hareketini sağlar. Normal bir spermin baş uzunluğu 4-5 um, baş eni 2.5-3.5 um, boyun kısmı silindir şeklinde 7-8 um uzunluğunda, kuyruk ise boyundan biraz daha ince düzgün biçimli ve yaklaşık 40-50 um uzunluğundadır.
Normal sperm parametreleri :
Semen Volumu: 1.5 ml
Sperm konsantrasyonu: 15 milyon/ml
Total motilite:%40
Progressivemotilite:%32
Vitalite: %58
Sperm Morfolojisi :%4
Sperm morfolojik anomalileri spermin dölleme kapasitesini olumsuz etkileyebilir. Özellikle şiddetli morfolojik anomalili spermler: yuvarlak başlı (roundhead), büyük başlı (megalohead) ve kısa küt kuyruklu(tail-stump) spermlerin yüksek döllenme başarızlığı ve beraberinde düşük kaliteli embriyo gelişimine neden olabilmektedir.
Sperm seçiminde öncelikle normal morfolojili veya normale yakın morfolojideki spermler seçilmelidir. Mikroenjeksiyon işleminde spermler 200-400 kat mikroskobik büyütmede hareketli spermler arasından şekil olarak en düzgün olanların seçilmesine imkan sağlamaktadır. Fakat bu durum bazı spermlerin döllenme, embriyo gelişimi ve gebelik açısından bazı bozuklukları ekarte edemediği gözlenmiştir. Son yıllardaki gelişen teknoloji ile IMSI adı verilen yöntemle spermlerin içinde yer alan organeller ve hücre çekirdeği özel mikroskoplar kullanılarak ve 6000-8000 kat büyütülerek incelenebilmektedir. Bu yöntemde sperm başındaki çekirdekte bulunan vakuoller kromatin stabilizasyonunu bozduğundan DNA yapısında hasar olabileceğini göstermiştir. Bu durumda döllenme başarısızlığı, düşük embriyo kalitesi ve dolayısıyla gebelik şansını olumsuz etkilemektedir. IMSI tekniğiyle vakuol içermeyen çekirdekli spermler seçilerek mikroenjeksiyon yapıldığı durumda embriyoların daha yüksek oranda blastosist aşamasına ulaştığı,implantasyon ve gebelik oranlarının daha yüksek olduğu ve erken dönem gebelik kaybının daha düşük olduğu görülmüştür.
Sperm DNA hasarını tespit etmede kullanılan diğer bir yöntemde PICSI dish’dir. PICSI dishhyaluronan içeren bir kaptır. Normalde kadın yumurtasının çeperinde bulunan ve olgun spermin bağlandığı maddedir. Olgun ve DNA hasarı olmayan normal spermler bu kapta hyalurana bağlanır ve bu bağlanmış spermler mikroenjeksiyonda kullanılır. Bu yöntemle yapılan vakalarda daha az kromozom bozukluğu ve daha az DNA hasarı içerdiği çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.
Ayrıca morfolojik ve fizyolojik olarak daha iyi durumda ve DNA hasarının bulunma oranı çok daha az olan spermlerin seçimi için çeşitli sperm ayıklama çipleri geliştirilmiştir. Bu çiplerde spermler santrifüj gibi işleme gerek kalmaksızın spermin çipin içinde bulunan kanala enjekte edilmesiyle sağlıklı spermlerin çipte bulunan kanaldan çıkışa yüzerek sağlıklı spermlerin ayrıştırılması sağlanmaktadır. Bu işlemden sonra sağlıklı sperm oranın %45 den %98 e çıktığı saptanmıştır.
Bu yöntemlerin şu anda rutin kullanılması zorunlu değildir. Ancak daha önceki denemelerinde düşük döllenmesi olan veya tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan hastalarda kullanılması önerilmektedir.
ICSI (İNTRASİTOPLAZMİK SPERM ENJEKSİYONU)
Spermin oosit (yumurta) içine mekanik olarak bırakılması şeklinde tanımlanan yöntem klasik IVF olgularına cevap veremeyen şiddetli erkek infertilitesine alternatif olarak denemiş ve geliştirilmiştir.
Tek bir spermin oosit sitoplazması içine enjekte edilmesi ile şiddetli erkek infertilitesi bulunan hastalarda fertilizasyonun (döllenmenin) sağlanmış olması hastalar için umut verici ve bir çoğunda da çözüm olmuştur.
ICSI işlemine gerek duyulan en önemli durumlar arasında;
Ejekülatta toplam sperm sayısının 2 milyon/ml den az olması,
Sperm motilitesinin % 5 den düşük olması,
Yapılan analizlerde normal sperm morfolojisinin % 4 den az olması,
Spermin cerrahi yöntemlerle elde edilmesi gereken durumlar,
Daha önceki klasik IVF denemelerinde döllenmenin olmaması veya % 5 veya altında kalmış olması sayılabilir.
ICSI uygulamalarında başarıyı etkileyen bir çok faktör bulunmaktadır. Örneğin; kadın yaşı,yumurtalık rezervi ve buna bağlı olarak elde edilen yumurta sayısı, gelişen embriyonun kalitesi ve sayısı, rahim özellikleri, embriyo transfer tekniği yanında laboratuar donanımı, oluşturulan koşulların kontrolü, teknik yeterlilik ve deneyim ICSI işlemiyle elde edilecek gebelik oranlarını etkilemektedir.
İn VitroFertilizasyon (IVF) ya da halk arasındaki adıyla tüp bebek, bir yumurtanın sperm tarafından, vücut dışında (in vitro) sunî olarak döllenmesi sürecidir. IVF, kısırlık tedavisinde diğer yardımlı üreme yöntemleri başarısız olduğunda kullanılan önemli bir tedavi yöntemidir. IVF işlemi, bir kadının yumurtlama sürecini izlemek, yumurtayı yumurtalıklardan almak ve laboratuvar ortamında sperm ile dölleyerek döllenmiş yumurtanın daha sonra hastanın rahmine başarılı bir gebelik oluşturulması amacıyla tekrar aktarılması şeklinde özetlenebilir.
Kadından alınan oositlerin, kadının eşinden alınan spermlerle microenjeksiyon (ICSI) yapılmasından 17 ± 1 saat sonra döllenme (fertilizasyon)kontrol edilir. Oosit ve spermden gelen birer PN’in görüldüğü 2PN görüntüsü normal fertilizasyonun görüntüsüdür. PN’lerin eşit büyüklükte olması idealdir. Transfer için embriyo seçilirkendePN’ler arasında çap farkı olmayan zigotlar öncelikli olarak seçilmelidir. Yapılan çalışmalarda PN oluşumu sırasında oluşan hataların embriyonun krozomal yapısı ve kromozom bozukluğuyla ilişkili olduğunu göstermiştir.
Mikroenjeksiyon (ICSI) yapıldıktan 26 ± 1 saat sonra erken klivaj kontrolü yapılır. Bu saatlerde embriyonik gelişimin 2 hücreli aşamasıdır, 44±1 saat sonra 2. gün embriyo değerlendirmesi yapılır. İdeal blastomer sayısı 3-4 hücredir, 68±1 saat sonra 3. gün embriyo değerlendirmesi yapılır. İdeal blastomer sayısı 6-8 hücredir.
Bölünme hızına göre embriyonun sahip olduğu blastomer sayısı günün beklenen sayısında ise normal gelişen embriyo olarak değerlendirilir.
Embriyolar hücre sayısı, hücrelerin eşit büyüklükte olup olmaması, fragmantasyon varlığı ve bunun embriyo hacmine göre oransal yüzdesi’ne, blastomerlerdekinucleus sayısına ve stoplazmik görünüme göre değerlendirilir. Mükemmel kaliteli embriyo; embriyonun sahip olduğu blastomer sayısı günün beklenen sayısında, blastomer büyüklükleri eşit ve %0-5 oranında fragmantasyon içeren ve embriyo görünümü parlak granülasyon içermeyen embriyolardır. “Fragmantasyon” canlı olmayan hücre artıklarıdır. Fragmantasyon arttıkça ve blastomer büyüklükleri birbirinden farklı olan embriyoların, embriyo kalitesi (grade) düşer ve gebelik şansı azalır.
4. günde ise ICSI den yaklaşık 96 saat sonra16-20 hücre arasındadır ve hücreler birleşerek kompaktlaşmaya başlar ve morula aşamasına geçer. Moruladan sonra kavitede sıvı toplanmaya başlayarak kavitasyon aşaması başlar. Kavitasyon arttıkça hücreler kutuplaşarak iki farklı hücre grubunu oluşturacaktır.
Mikroenjeksiyon (ICSI) yapıldıktan 116±2 saat sonra 5. gün embriyo değerlendirmesi yapılır. Bu saatlerde Blastosist aşamasında embriyolar gelişir. Her embriyonun gelişimi farklı aşamalarda olabilir.Compaction, Morula, blastosöl sıvısının oluşmaya başlayıp artmasıyla earlyblastosist (2), blastosist (3), expanseblastosist (4) , hatchingblastosist (5) ve nihayet hatchedblastosist (6) olarak aşamalar sırasıyla gelişir. Bazı embriyolar ise gelişim göstermeyerek hala hücre bazında kalır.
5. Gün transferinde ideal gelişen embriyolar blastosist, expanseblastosist ve hatchingblastosist’dir.
Blastosistler; blastosist gelişim seviyesi, iç hücre kitlesi ( bebeği oluşturan hücreler) ve dış hücre kitlesi( plasentayı oluşturan hücreler) in kalitesine göre değerlendirilir.
İç hücre kitlesi çok sayıda hücre içermeli ve sıkı paketlenmiş görünümde olması idealdir. Dış hücre kitlesi ise birbirine sıkıca bağlı çok sayıda hücre içermeli ve hücreler eşit büyüklükte ve muntazam dizili olması idealdir.
Blastosist aşamasında transfer yapılmasının en önemli avantajı yavaş gelişen veya gelişimi duran embriyoların ayırt edilebilmesidir. Blastosist aşamasında transfer yapılması embriyonun rahim içinde daha kolay tutunmasını sağlar, dolayısıyla gebelik şansınıda arttırır.
PREİMPLANTASYON GENETİK TANI (PGT) tüp bebek uygulaması sırasında gelişim gösteren embriyoların preimplantasyon (gebelik öncesi) tanı amaçlı biyopsidir. Anöploidi (kromozom bozukluğu) kromozom sayısının normalden az veya çok olması durumu en çok karşılaşılan kromozom bozukluklarıdır. PGT ile embriyoların anne karnına transfer edilmeden önce kromozomların anöploidi açısından değerlendirilmesidir. Anöploidi yumurta ve spermin herikisindede olabilir.
Embriyo transferi tüp bebek tedavisinin en önemli aşamasını oluşturmaktadır. Tüp bebek tedavisinin başarısını en çok etkileyen faktör, transfer öncesinde hangi embriyonun sağlıklı bir şekilde rahime tutunabileceğinin tespit edilmesidir. Transfer aşamasında yaşanan zorlanmalar embriyoyu ve rahmi olumsuz etkileyebilir. Tüplerde tıkanıklık olması durumunda tedaviye başlamadan önce bu sorunların da giderilmesi gerekir.
1. İleri yaştaki anne adaylarına
2. Üç veya daha fazla tüp bebek denemesinde gebelik elde edilememiş çiftlere
3. Tekrarlayan erken gebelik kayıpları olan çiftlere
4. Anöploidi (kromozom bozukluğu)gebelik öyküsü olan anne adaylarına
5. Genetik hastalıklı çocuk sahibi olan çiftlere
6. Çiftlerden en az birinde yapılan taramalarda doğacak bebeğe geçme olasılığı olan tek gen hastalığı taşıyıcılığı tespit edilmesi (yeniden düzenlenmiş yapısal kromozom taşıyıcısı olması ; translokasyon, inversiyon, delesyon)
7. Talassemi, lösemi, ve immun yetmezlik gibi bazı hastalıklarda hasta bireye uygun HLA yapısındaki embriyoların transferi ile aile içi donör elde edilerek kemik iliği nakli yapılabilmekte ve hasta bireyin tedavisi yapılabilmektedir.
1. Tüp bebek uygulamasının başarısını artırır
2. Devam eden gebelik oranını artırır
3. Gebeliğin düşük ile sonuçlanma riskini azaltır
4. Gebeliğin tıbbi sonlandırılma gerekliliğini azaltır
5. Tekrarlayan başarısız tüp bebek denemelerinin getirdiği ekonomik ve psikolojik yükleri azaltır.
Preimplantasyon genetik tanı 3. günde 8-10 hücreli embriyo aşamasında veya 5. günde blastosist aşamasındaki embriyolara yapılabilmektedir.
BLASTOMER BİYOPSİSİ ( 3. GÜN)
Döllenmenin ardından embriyolar laboratuvar ortamında 8-10 hücreli aşamaya kadar 3 gün takip edilir. Bu 3 günlük embriyoların blastomerlerinden 1 veya 2 hücre biyopsi ile alınarak belirli kromozomlara genetik analiz uygulanır. PGT işlemi kromozomal anomalinin en yaygın şekilde görüldüğü kromozomlara (13,16,18,21,22,X ve Y) uygulanır. Biyopsi yapılan embriyolar blastosist aşamasına kadar geliştirilir ve biyopsi sonucuna göre normal kromozoma sahip embriyolar anne rahimine transfer edilir. Fazla sayıda normal embriyo varsa bu embriyolarda dondurulur.
TROPHECTODERM BİYOPSİSİ (5. GÜN)
Döllenmenin ardından embriyolar laboratuvar ortamında 5. ve 6. güne kadar geliştirilerek yüzlerce hücre içeren blastosist adlı ileri dönem aşamaya kadar takip edilir. Embriyoların 5. günde biyopsi yapılabilmesi için fazla sayıda embriyoya sahip olması gereklidir. Trophectoderm biyopsisi genetik analiz için daha fazla hücre sağlayabilir. Trophectoderm biyopsisi ile daha fazla hücre ile çalışılabileceğinden mosaisizim ekarte edilebileceği için genetik test güvenilirliği daha yüksektir. Bu yöntem aynı zamanda ArrayKomperatifGenomikHibridizasyon ( aCGH) kullanılarak mevcut tüm kromozomlar yönünden (24 farklı kromozom) incelenebildiği bir teknik olması ile de avantaj sağlar. Trophectoderm biyopsisi yapıldıktan sonra embriyolar dondurulur ve daha sonraki aylarda normal gelen embriyolar çözülerek transferi yapılabilmektedir.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.