Güven Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Barış Doğukan Işıkoğlu, yazın dikkat edilmesi gereken başlıca dört sağlık sorununu sizler için anlattı.
Akut gastroenterit, 14 günden kısa sürede süren mide ve bağırsak iltihaplanmasıdır. Genelde altta yatan neden enfeksiyon kaynaklı olup en sık nedenli virüsler, sonra bakteriler bazı durumlarda ise parazitler olabilir. Klinik olarak ishal esas semptom olup bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateş diğer belirgin semptomlardır. Karın ağrısı ise tipik olarak aralıklı kramp tarzında olup barsak hareketleri ile tetiklenir. Bağışıklık sistemi ile ilgili problemleri olanlar, bebekler, yaşlılar bu durumu pek çok hastalıklar gibi ağır geçirme eğilimindedir.
Tanı; ayrıntılı anamnez (öyküde gıda öyküsü, seyahat öyküsü de alınması gerekmektedir), laboratuvar ve dışkı tetkikleri sonucu konulmaktadır.
Tedavi ise daha çok destek tedavisi şeklindedir. Ancak bazı paraziter ya da bakteriyel gastroenteritlerde özellikli tedavi verilmektedir. Bu noktada, yeterli sıvı alımını sağlamak, belirli bir kaloriyi sağlayacak şekilde beslenmeyi devam ettirmek, ishal dışında gıda alımını etkileyecek bulantı ve kusma gibi şikayetlerin kontrolünü sağlamak önemlidir.
Tabi ki işin içinde enfeksiyon olduğu için el hijyeni, sosyal mesafe kuralı, yüzeyleri çamaşır suyu-su karışımı ile temizliği en birincil korunma yöntemini oluşturacaktır. Ayrıca çocuklar için ağır ve ciddi ishal tabloları oluşturan "Rotavirus" aşısını yaptırmak onları da koruyacaktır.
Doktora başvuru:
-İlk 24 saat içinde sıvı alımına rağmen her sıvı alımı ile ishal gelişiyorsa
-48 saatten uzun süren kusma tabloya eşlik ediyorsa
-Ağızdan sıvı ve gıda alımı engelleniyorsa
-Dışkıda ishal ile beraber kan ya da kusma sonrası taze kan geliyorsa
-İshale ölçümü yapılmış ateş eşlik ediyorsa mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Bahar ve yaz ayları ile havanın ısınması sonucu hem böceklerin uyanması ve hareketlerinin artması hem de bizlerin doğa ile daha çok iç içe hale gelmesi ile her türlü böcek ile karşılaşma olasılığımızı artırmaktadır. Dolayısıyla ısırık/sokma gibi klinik tablolar ile karşılaşma ihtimalimiz yükseliyor. Bazı böceklerin ısırıkları veya sokmaları basit tıbbi müdahaleler ile giderilebilir iken bazı durumlarda ise ileri tedavi yöntemleri hatta yoğun bakımda izlem gereksinimi gerekmektedir. Hatta maalesef bazı durumlarda uzuv kaybı hatta yaşam kaybına dahi neden olduğu bilinmektedir.
Aslında temelinde vücudun ısırık eylemine karşı verdiği bir yanıttır. Alerjik tepkileri içerir ve kendisini kızarıklık/kaşıntı/kabarıklık ve bazen de ağrı/yanma gibi durumlar ile gösterir. Ancak akrep gibi böceklerin sokmalarında akrep türüne göre salınan zehre verilen yanıtlar farklılaşabilmektedir. Isırılan bölge ve uzuvda uyuşma/yanma/iğneleme gibi bulgular, mevcut bölgede morarma, renk değişimleri ve zehrin etkisi ile çarpıntı, tansiyon değişimleri, bayılma, bilinç bozuklukları, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarında bozulma ve ileri aşamalarda organ ve uzuv kaybı gibi tablolar maalesef karşımıza çıkabilmektedir. Ek olarak sık görülen bölgelerde kene ısırması sonrası KKKA hastalığı ile ilintili olarak burun kanaması, ciltte morarmalar, karaciğer testlerinde bozulma ve hatta ileri karaciğer hasarı gibi tablolarla da karşılaşılabilir.
Tek tek bakacak olursak;
Sivrisinek: Mevcut mevsimlerde en çok karşılaşılan böcek türüdür. Genelde kol-bacak-el ve yüz gibi vücudun açık yerlerinde ısırığı ile bazen kızarık, kabarık, genelde kaşıntılı döküntülere neden olmaktadır. Genelde ısırık yeri ile orantılı küçüktür ve rahatsız etmez ancak bazen reaksiyon ile ilgili olarak daha büyük döküntüler ile karşımıza çıkabilir.
Pire: Pireler genelde hayvanların üstlerinde bulunup hızlı ve geniş hareket kabiliyetleri ile insana geçip ısırıklara yol açarlar. Kızarıklık, şişme ve kabarıklık ile kendini gösterir ama ek olarak farkı küme şeklinde ve çizgi şeklinde döküntü yapmalarıdır.
Kene: Hem hayvan hem insanlarda ısırıklara neden olur. Isırılan bölge kızarıp tahriş olmuştur. Bazen kanı emip şişen kene de alanda görülebilir. Diğer ısırıkların aksine keneye ve alana müdahale edilmeyip en yakın sağlık kuruluşuna hızlıca başvurulmasını gerektirmektedir. Kenenin alkol, krem, yağ, yoğurt vs. ile uyarılması ya da yanlış çıkarılması sonrası kusması ile virüsleri size bulaştırıp KKKA bulaşına davetiye çıkarabiliriz.
Arı: Genelde ısırılan bölgede değişen büyüklüklerde şişlik, kaşıntı, kızarıklık olur ancak ek olarak yanma ve ağrı hissi daha belirgindir. Arı ısırığı boyun, yüz bölgelerinde olursa hava yoluna yakın olması nedeniyle solunum problemleri ve bilinç kaybı hatta ısırık yerinden bağımsız olarak ciddi alerji ve allerji şoku(anafilaksi) tablosu ile karşı karşıya kalınabilir.
Örümcek: Klasik döküntülere ek olarak ağrı belirgindir. Ek olarak bulantı, kusma, terleme ve baş dönmesi gibi şikayetler duruma eşlik edebilir.
Akrep: Böcekler içerisinde ısırığı ve reaksiyon süreci tamamen farklı hem ısırık için hem de akrep zehrine ayrı ayrı yanıt verildiği için uzamış sorunlar ve klinik bulgularla karşımıza gelebilir. Isırık ile orantısız acı, yanma, uyuşma gibi sinir uçlarının uyarılmasına bağlı şikayetler olabileceği gibi, zehrine etkilerine bağlı olarak çarpıntı, tansiyon değişiklikleri, nefes darlığı, kusma, ilgili uzuvda renk değişiklikleri gibi durumlar işe karşımıza gelebilir.
Önlemler ve Yapılacaklar:
-Sinek/böcek kovucu sprey/jel/tabletlerden yararlanmak
-Böceklerin ilgisini çekebilecek parfüm/losyon gibi kokulu ürünleri mümkün olduğunca kullanmamak
-Bedenimizde mümkün olduğunca açık alan bırakmamak. (Uzun elbiseler, sandalet veya terlik yerine ayakkabılar tercih etmeliyiz, açık alanlarda çorapları eşofman/pantolon üstüne almalıyız gibi…)
-Böcek ısırması olursa yoğurt/bal/limon suyu/sirke gibi ürünlerden ziyade su ile temizleme yapılması
-Isırık bölgesinin kaşınmaması, herhangi bir yüzeye sürtülmemesi
-Sürecin takip edilmesi, aktif bir durum olmaz ise buz veya soğuk kompresyonu ile durumun izlenmesi, ödemi azaltmak adına ilgili uzvun yükseltilmesi
-Kenenin aktif olarak yarada olması/akrep sokması veya klinik herhangi bir bulgu olduğunda ise en yakın sağlık kuruluşuna hızlıca başvuru yapılması önerilir.
Lejyoner hastalığı, klimalarda ve havalandırmalarda yeterli ve düzenli temizlik/bakım yapılmaması üzerine buradaki su sisteminde üreyen ‘Legionella Pneumophilia’ isimli bakterinin bu sistemlerin çalışması ile sudan havaya karışarak neden olduğu başta zatürreyle ortaya çıkan bir hastalık. ‘Atipik pnömoni’ dediğimiz balgamlı öksürük, nefes darlığı gibi daha ağır semptomlar genellikle hastalığın ilerleyen dönemlerinde gözükür. Hastalar genelde, halsizlik, yüksek ateş, kuru öksürük, kas-eklem ağrıları gibi şikayetler ile karşımıza çıkar. Diğer zatürre etkenlerinden farklı olarak bu hastalıkta ishal, bulantı gibi mide-bağırsak sistemine ait şikayetler, duygudurum değişimleri, dikkat eksikliği gibi atipik semptomlar da bu tabloya zaman zaman eşlik edebiliyor.
Bazı risk faktörleri var ki, özellikle bu kişiler hastalığa yakalanma konusunda oldukça şanslı sayılıyor. Özellikle, 50 yaş üzeri, diyabet, obezite, karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkları olanlar, kanser hastaları, HIV enfeksiyonu ya da bazı ilaçlar gibi bağışıklık sistemini baskılayan durumları olanlar ve elbette sigara kullananlar... Bu gruptakiler ve kronik rahatsızlığı olanlar bu hastalık ve türevlerine özellikle dikkat etmeliler. Hayati sonuçlar doğurabilir.
Serinlemek için klimalar gibi araçlar yerine daha güvenli yöntemleri tercih etmelisiniz. Pencereleri açabilirsiniz, vantilatör-pervane kullanabilirsiniz, sıcağın arttığı saatlerde perdeleri kapatabilirsiniz, özellikle mutfakta fırın gibi genel sıcaklığı artıracak cihazları kullanmamaya özen gösterebilir, sıcak hissedildiğinde ise su ile uğraşmak (duş almak/araba yıkamak gibi) aktiviteler yapabilirsiniz.
Yaz mevsimi, sıcak hava ve yüksek nem oranları nedeniyle çeşitli cilt rahatsızlıklarının artış gösterdiği bir dönemdir. Bu rahatsızlıkların başında isilik gelir. İsilik, tıbbi adıyla "miliaria", cildin ter kanallarının tıkanması sonucu ortaya çıkan ve kaşıntı, kızarıklık, küçük kabarcıklar veya sivilceler şeklinde kendini gösteren bir cilt problemidir.
İsiliğin Nedenleri:
İsilik, genellikle aşırı terleme ve ter bezlerinin tıkanması sonucu meydana gelir. Bu tıkanma, terin cilt yüzeyine çıkmasını engeller ve deri altında birikmesine yol açar. Bu durum, özellikle sıcak ve nemli havalarda daha sık görülür. Ayrıca, kalın ve dar giysiler giymek, yetersiz havalandırma ve cilt üzerinde fazla kozmetik ürün kullanımı gibi faktörler de isilik oluşumunu tetikleyebilir.
Belirtileri:
İsilik, genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık ve küçük kabarcıklar veya sivilceler olarak kendini gösterir. Bu belirtiler genellikle cildin kıvrım bölgelerinde (boyun, kasık, koltuk altı gibi) ve terlemenin yoğun olduğu yerlerde (sırt, göğüs gibi) daha belirgindir. İsilik, genellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda daha yaygındır, çünkü onların ter bezleri tam olarak gelişmemiştir.
Önleme Yöntemleri ve Tedavisi:
İsiliğin önlenmesi ve tedavisi genellikle basit önlemlerle mümkündür:
-Serin ve kuru kalmaya özen göstermeliyiz.
Aşırı sıcak ve nemli ortamlardan kaçının.
Vücut ısınızı düşük tutmak için serin yerlerde bulunun ve terlemeyi azaltın.
-Rahat ve hafif giysiler giymeliyiz.
Pamuk gibi nefes alabilen kumaşlardan yapılmış gevşek giysiler tercih edin.
Sıkı ve sentetik kumaşlardan kaçının.
-Cildimizin hava almasını sağlamalıyız.
Terli cildi temiz ve kuru tutun.
Duş alarak cildinizi serinletin ve teri temizleyin.
-Kaşıntı hissiniz azaltın.
Soğuk kompresler uygulayarak cildi rahatlatın.
Hafif, kokusuz ve su bazlı losyonlar veya kremler kullanarak cildi nemlendirin.
-Bebeklerde dikkat edilmesi gereken noktalar ise şöyle sıralayabiliriz. Bebeklerin özellikle bez bölgelerini sık sık kontrol edip temizlememiz gerekir. Aynı şekilde bebeklerimizin hava sıcaklığı ortalama olan ve iyi havalandırılmış ortamlarda tutmamız gerekli.
Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
İsilik genellikle ciddi bir durum değildir ve birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak, belirtiler birkaç gün içinde düzelmezse, enfeksiyon belirtileri (şişlik, sıcaklık, irin gibi) ortaya çıkarsa veya isilik çok şiddetli ise bir doktora başvurmak önemlidir. Doktor, durumu değerlendirip uygun tedavi yöntemlerini önerebilir.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.