Güven Hastanesi Yenidoğan ve Yenidoğan Bakım Bölümünden Uzm. Dr. Funda Eroğlu, yenidoğan bakımı hakkında merak edilenleri yanıtladı.
Tüm memeli canlılar için emzirme bebek yetiştirmenin doğal yoludur ve anne sütü bebeğin doğal besinidir. Annelerin doğumu izleyen ilk yarım saat içinde, en geç de bir saatte emzirmeye başlamaları önerilir. Anne ve bebek buluşması ne kadar erken olursa; anne sütü artış hızı artar, annenin artan hormon düzeyleriyle toparlanma süreci hızlanacaktır. İlk emzirme ile bebeğin aldığı yararlı bakterilerle dolu olan kolostrum isimli süt, sanki bir aşı gibi bebeğin tüm bağırsak yüzeyini kaplar. Bebekler her istediğinde; ağızlarını emme pozisyonuna getirip, dillerini çıkartıp, bazen de ellerini emmeye çalıştıklarında yani aranma hareketi yaptıklarında emzirilmelidir.
Yenidoğan dönemi emzirme sıklığının en fazla olduğu aydır. İlk günler bebeğin mide kapasitesi çok küçüktür, gün ve gün büyür. Mide kapasitelerinin küçük olması ve vücutlarında su fazlası ile doğmaları arasında bir denge oluşmuştur. Emzirme sırasında; bebeğin eldiven, şapka giymemesi anne ve bebeğin ten tene temas etmeleri istenir. Annenin bebeği görmesi, bebeğine temas etmesi ve emzirmesi ile anne – bebek bağlanması da, anne sütü miktarı da giderek artacaktır. İlk emzirmede gelen ilk 5 ile 7 gün gelen süt (kolostrum ) protein açısından çok yüksek, bebeği hastalıklara karşı koruyucu maddelerle dolu bir şifa kaynağıdır, bebeğin ilk aşısı da denilmektedir. Bir damlası bile ziyan edilmemelidir. Annenin memesinin kahverengi olan aerola kısmının çoğunu bebeğin ağzı içine almalıdır; eğer memenin çok uç kısmını emerse hem süt yapımı için yeterli uyarı olmamakta, hem de meme ucu tahrişi artmaktadır.
Emzirme süresi genellikle ilk günler her meme için 15-20 dakika olabilir, eğer bebek son emdiği memeyi daha az süre emdi ise o zaman bir sonraki emzirmeye en son emdiği memeden başlanır. İlk günlerin emzirmelerinde, meme ucunun uyarılması daha çok önemlidir. Her emzirme ile annenin memesi uyarılmakta, salgılanan hormonlarla süt miktarı artış göstermektedir. Yenidoğan döneminde; bebek emmeden en fazla 3-3.5 saat kalabilir, eğer uyumaya devam ediyorsa uyandırıp emzirmek gerekir.
Bebek 1.5-2 aylık olduktan sonra ise 4 saat emmeden durabilmektedir. Anneler için en önemli şey olan sütün yeterli olup olmadığı bilgisi ancak bebeğin vücut ağırlığı takibi ve idrar çıkış sayısı ile anlaşılmaktadır. İlk haftadan sonra, emzirme sırasında bebeğin memede kalış süresi azalmaktadır. Normalden düşük ağırlıklı bebekler veya zamanından önce doğan prematüre bebeklerin emzirme süreleri ve emme güçleri daha az olabilmektedir. Böyle durumlarda; özellikli bebekler daha yakın takip edilirler. Normalde ilk 12-24 saatte bebekler idrar çıkarırlar. İlk hafta için bebeğin idrar sayısının günde 4-5 kez olması iyidir, bazen idrarda ürat kristallerine bağlı pembe- turuncu lekeler görülür. Anneler idrarda kan olduğunu düşünüp, bundan endişe duyabilirler, normal bir bulgudur. Kakalarını ise ilk 48 saatte çıkarırlar, ilk kaka mekonyum denilen katran gibi siyah yapışkandır, 2-3 gün içinde yeşil renkli geçiş kakası daha sonra da anne sütüne özgü sarı – sulu – köpüklü kaka yaparlar. Günlük kaka sayısı çok değişkendir, bazen 1 kez bazen de 10 kez kaka yapabilirler.
Yenidoğan bebeklerin ilk hafta ağlamaları genellikle beslenme isteği içindir. Memede kalış süreleri de fazla olduğundan, hava yutarlar, mide gazları oluşabilir. Her beslenme sonrası mide gazını çıkarmak, 5-10 dakika bebeğe pozisyon vererek havayı çıkarmak iyi olur. Esas kolik denilen, ağrısı varmış gibi ağlamaları 10 günden sonra gözlenir. Çığlık tarzı ağlama krizleri, arka arkaya ısrarcıdır ve genelde akşam saatlerinde olur. Bu durumda bebeğin karnına masaj yapmak, sıcak uygulamak, bebeği araba ile gezdirmek, anne sütü alıyorsa annenin diyetinden gaz yapan maddelerin çıkarılması faydalı olabilir, son olarak da bebek için gaz giderici damlalar önerilebilmektedir.
Uyku yaşamımızın sağlıklı bir şekilde devamı için önemli bir role sahiptir. Yenidoğan bebeklerin ilk 1-1.5 aylık dönemde gece-gündüz ayrımları yoktur. Yenidoğan bebekler uykuya REM ( hızlı göz hareketlerinin olduğu ) evresiyle geçerler. Zamanında doğan bebekler ilk gün 16-18 saatini uykuda geçirirler. Zamanından önce doğan prematüre bebeklerde günlük uyku süresi daha fazladır. İlk ay bebekler genellikle 3-4 saat uyuyup, 1-2 saat uyanık kalırlar. Uyanık kaldığı dönemlerde; sıklıkla beslenirler. Günde ortalama 3 saat gibi bir süre beslenme, alt değişimi, üstüne giydirme, banyo yaptırmak için harcanır.
Bebekler genellikle 6 haftalıktan sonra uykularını geceye kaydırırlar. Mümkünse ilk 6 ay anne ve bebeğin aynı odada kalmaları önerilmektedir. Uyuduğu oda serin ve temiz havalı bir oda olmalıdır. Yatış pozisyonlarının aralıklı değiştirilmesi, uyurken sırtüstü veya yan yatmaları önerilmektedir. Bebek sadece anne uyanıkken ve bebek göz önünde iken yüzüstü yatırılabilir. Bebeğin kendi kendini sakinleştirip uykuya dalması öğrenilen bir davranıştır ve bebekler bu dönemde kendi kendilerine uyumayı ve uykuya dalmayı öğrenirler. Kesintisiz gece uyku dönemi, bebekten bebeğe değişmekle beraber 3-6 ay arasında olmaktadır. Uykunun çoğunun geceye kaydığı bu dönemde; gündüzleri özellikle akşam saatlerinde daha çok uyanık kalırlar. Anne sütü ile beslenen bebeklerde, mama alan bebeklere göre uyanma sıklığı daha fazladır, anne sütü sindirimi daha kolay bir besin olduğu için bebekler beslenmek için sık sık uyanırlar.
Yenidoğan bebeklerin cildi erişkine göre daha ince ve hassastır. Doğumdan sonra sırtta, kalçada mor renkli mongol denilen lekeler, doğuma ait gelişmiş ezilmeler, kızarıklıklar, nevüs denilen benler, kafa derisinde şişlikler, göz kapaklarında veya ensede daha çok görülen küçük damarsal kızarıklıklar, burun üzerinde inci tanesi gibi topluiğne benzeri milialar görülebilmektedir. Kırmızı göz kapaklardaki lekeler ve mongol denen lekeler 1-2 yılda yok olmaktadır. Ezilme türü morarmalar ilk hafta genellikle kaybolur.
Doğumdan sonra en sık gözlenen çevresi kırmızı ortası sarı uçlu da olabilen, vücudun çoğu yerinde oluşabilen ve kaybolan “toksik eritem” denilen yenidoğan bebeğe ait döküntüler ile 2-3 haftada kaybolur. Tedaviye gerek yoktur. Bebeğin ilk günkü muayenesinde tam anlaşılmayan ciltteki lekeler, bazen 1-2 günlük olduğunda belirebilmektedir.
Yenidoğan döneminin ilk 10-15 günde; bebeklerin el ve ayakları aileye daha mor-kırmızı görünebilmektedir, bu durumun geçici olduğu anlatılmaktadır. Bebekler eğer çok sıcak ortamda kalıp, çok terlerlerse; küçük kırmızı isilik denilen döküntüler de gözlenebilir, o zaman ortam ısısı düşürülmeli, daha az kıyafet giydirilmeli ve ılık su ile banyo sıklığını artırmaları tavsiye edilir. Bebeklerin diaper bölgelerinde pişik olduğunda da; günde 10-15 dakika havalandırma, çinkolu pişik kremleri, epitelizan kremler önerilmektedir. Bu kremlerin kızarık bölgeye az miktar sürülmesi önerilir. Göbek bağı düşmeden; bebek banyosu önerilmemekte, ılık su ve yumuşak bir bezle silme banyosu anlatılmaktadır. Bazı bebeklerin ciltleri çok kuru olabilmektedir, o zaman da el – ayaklarındaki çok kuru bölgelere bebek yağı sürülebilir, fakat gövdelerine su bazlı nemlendiricilerle nemlendirme yapmaları tavsiye edilir.
Yenidoğan bebeklerin kaldıkları odanın sıcaklığı ilk haftalar 22-24 derece olmalıdır, sonraki dönemler daha düşük olabilir. Oda ısısını bu şekilde ayarlamak bazen güç olabilir, yaz dönemlerinde ev çok sıcaksa bebeğin kaldığı odada olmamak koşuluyla klima kullanılabilir. Bizim toplumumuzda bebekler alışkanlık gereği çok fazla giydirilmektedir.
Doğumdan sonraki ilk 1-2 günde bir miktar fazla giydirilebilir, daha sonraki günlerde; erişkinlerden bir kat fazla giydirmek uygun olur. Çünkü bebekler kat kat giydikleri zaman, ciltlerinden terlemekle çok sıvı kaybedebilirler. Sıvı kaybı ile kilo kaybı oluşmakta, hatta aileleri endişe ettiren ateşlenme de görülebilmektedir.
Bebeklerin koltuk altından vücut sıcaklıkları 36-37.5 derece olmalıdır. Bunun üzerine çıktığı görülürse; önce ortam havalandırılmalı, bebeğin üzerindeki kıyafetler çıkartılmalı ve yarım saat -1 saat sonra tekrar vücut sıcaklığı kontrol edilmelidir. Yaşamın ilk günlerinde yaz mevsiminde tek kat, kış mevsiminde 2 kat giydirmek ve uyurken pamuklu bir örtü örtmek yeterlidir. Giydirilmesi ve çıkarılması kolay, alerjen olmayan pamuklu kıyafetler tercih edilmeli, giysiler sabun tozu ile yıkanmalıdır. İlk 1 yıl yumuşatıcı kullanılması önerilmemektedir. Kıyafetlerin üzerine küçük iğneli takılar takılması da istenmemektedir. Bebeklerin ısı kaybı, en çok kafa derisinden olduğu için şapka önerilir, fakat bol olursa yüzünü ve burnunu örtebilir, dikkatli olunmalıdır. Bebeğin sıkıca kundaklanması kalça eklemine zarar verebileceği için önerilmemektedir. Uyandığında küçük yelek giydirilmesi de önerilir. Çok sıkı kıyafetler, fazla dikişli, sert kumaşlar kullanılmamalıdır.
Yenidoğan bebek banyosunun yıkanma ve temizlenme ötesinde bir anlamı vardır. Banyo yaptırırken bebek ile güzel ve özel bir zaman geçirilebilir. Yatma zamanına yakın banyo yapılırsa; bebekler gevşeyerek, uykuya çok daha kolay dalabilirler. Kış dönemi belki günaşırı, yaz dönemi hergün banyo yaptırılabilir. Ev ortamı uygunsa hergün banyo yaptırılabilir. Bebek beslenmesinden 1-1.5 saat sonra banyosu yaptırılmalıdır. Haftada 2-3 banyoda şampuan kullanılması, diğerlerinde su ile banyo önerilir, zaten bebek banyosu 3-5 dakika gibi kısa tutulmalıdır. Banyoda yıkama sıralaması ön gövde- sırt- en son baş şeklinde yapılır. Bebeğin başını yıkarken en kolay tutuş şekli Amerikan futbol topunu tutuş şekli gibidir. Banyo öncesi ortam 26-27 dereceye kadar ısıtılır, tüm temiz kıyafetler hazırlanır. Banyo suyu 36.5-37 dereceye ayarlanır, dirsek ile de suyun sıcaklığı kontrol edilir. Bebek küvette yalnız bırakılmamalıdır. Bebeğin vücudu yumuşak bir bez ve sabunla yıkanır. Göbek düştükten 1 gün sonra küvette banyo yaptırılabilir, öncesinde bebeğin yıkanması gerektiğinde akan su önerilmektedir. Küvette yıkarken; küvet 7,5 cm ‘e kadar su ile doldurulmalıdır.
Bebeğin alt değiştirilmesi işlemi bebekle yakın olma ve ilişki kurma fırsatı sağlar. Bez değiştirme sırasında yumuşak konuşmalar ve dokunuşlar bebeğinize sevildiği ve güvende olduğu hissi verir. İlk birkaç ayda çok sık idrar yaptıkları için 2-3 saatte bir bezin değiştirilmesi gerekir. Bebeğin idrarlı bezi değiştirirken, bebeği uyandırmaya gerek yoktur. Bebeğin altının kakalı çok beklemesi pişik oluşumuna neden olur, bebeklerin bezi değiştirildikten sonra rahat bir şekilde emzirilmeleri tavsiye edilir. Fakat genellikle emzirmeden sonra da sıklıkla bez değişimi gerekmektedir. Günde bir kez 10-15 dakika popoyu havalandırmak iyi olur. Günde bir iki kez de popo yıkanıp kuruması beklenebilir. Temizlerken ılık su ve pamuk önerilir, anne evde değilse alkolsüz ve kokusuz mendiller kullanılabilir, ev ortamında mümkün olduğu kadar pamuk ve su önerilmektedir. Pudra ve losyon kullanımına gerek yoktur. Pişik oluşumunda; çinkolu pişik kremleri, epitelizan kremler kızarık bölgeye az miktarda kullanılabilir. Çok bol kullanılması önerilmez. Fakat daha önce ısıtılıp, asidi alınmış zeytinyağı kullanımı da denenebilir.
Bebeklerin göbek bağı doğumda mandallanır; doğumdan sonra şeffaf, jel kıvamında görülür. Göbek bağının bakımı günümüzde yapılmamaktadır. Kendi halinde kuruması ve düşmesi beklenir. Göbek bağının tahriş olmaması için bebeğin alt bezinin dışında bırakılması önerilir. Eski dönemlerde betadin solusyonlu bakımlar uygulanmış ve yenidoğan bebeklerin tiroid fonksiyon testlerinde bozukluğa yol açmış ve artık günümüzde enfeksiyon olmadığı sürece kullanımı bırakılmıştır. İlerleyen günlerde göbek bağı kurumaya başlar, 7-10 güne kadar en dip kısmından düşer. Düştüğünde biraz kanama veya açık renkli akıntı olabilir. Hafif akıntı varlığında % 70 lik alkol ( kolonya ) ile günde 2-3 kez bakım yapılabilir. Kanama durumu ısrarcı olursa ayrıca iltihabi bir akıntı veya kötü koku hissedilirse de doktor muayenesi gereklidir.
Yenidoğan döneminde anne ve bebek bir bütündür, ayrı olarak düşünülmemelidir. Esasında ilk altı ay bu durum böyledir. Annenin gerginliği, mutsuzluğu, üzüntüsünü hissederler. Annenin kokusunu hissettiklerinde güvenli ve huzurlu olurlar. Anne kokusu o kadar önemlidir ki; eğer bebek sağlık sorunları nedeniyle anneden ayrılmak zorunda kalırsa; annenin bir gece birlikte yattığı ve kokusunu geçirdiği bir obje, bebeğin uyuduğu küvözde yanına koyulur. Bu nedenle anne ve bebek mümkün olabildiği ölçüde birlikte zaman geçirmelidirler.
Emzirme sırasında bebekle göz teması kurmanın, bebeğin duygusal gelişimindeki faydası bilimsel kanıtlanmıştır. Bebekler yenidoğan döneminde; karanlık – ışık ayrımı yapabilirler. Annenin görme alanına girmesi, yakınında konuşması, ona yaklaşıp dokunması, göz teması kurarak ninni- şarkı söylemesinden mutlu olur. Bazen yüksek ses ve gürültüden irkilirler. Annenin sesini bir haftalıktan sonra tanımaya başlar. Annesini görsel olarak tanıması 1-1.5 aylık dönemde gerçekleşir. Çünkü o dönemde görme başlar.
Yenidoğan döneminde bebekler sıkıntısını ağlayarak bildirir, acıktıklarında, bezine idrar veya kaka yapmışsa, kolik nedeniyle karnı rahatsızsa, herhangi bir bölgede ağrısı varsa ağlarlar. Bazen bebekler çok sıcaklarlar, kucakta olmak isterler veya kıyafetten rahatsız olurlar, o zamanda ağlayabilirler. Başlarını tutamazlar, bu yüzden bebeği tutarken enselerinden başlarını desteklemek gerekir. Bebeğin yetişkin hayatını daha sağlıklı ilişkiler kurarak sürdürülebilmesi için, sevginizi onlara hissettirmelisiniz. Sevgi diline hitap etmeye gayret gösterin. Sevginin en güzel göstergesi sarılmaktır; bebeğinize sarılmayı sakın unutmayın.
Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.
Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.
Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.
Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.
Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.